92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Geceleri yatılmayan
1. Yatısız okul.
1. Yatısız okul.
2. Gündüzlü
1. Yatısız öğrenci.
1. Yatısız öğrenci.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek
1. Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı.
1. Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı.
2. Coşku, sinir, korku vb.nin etkisi azalmak, geçmek, sakinleşmek
3. Ayaklanma, kargaşa sakinleşmek, durulmak
1. Ortalık yatıştı.
1. Ortalık yatıştı.
4. Yan yana, kucak kucağa yatmak
1. Gölgesinde koyun, kuzu yatışır / Servidir, ladindir ormanlarımız
1. Gölgesinde koyun, kuzu yatışır / Servidir, ladindir ormanlarımız
1. -i , -i , -i , -i , Yatıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Yatıştırma becerisi bulunmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yatıştırma özelliği olan, yatıştıran, sakinleştiren
2. Ağrıyı, sızıyı gideren (ilaç), müsekkin, trankilizan
1. isim , isim , isim , isim , Yatıştırmak işi
1. Her zamanki şakacılığı ve filozofça sözleri ile evin içindeki bu gergin havayı yatıştırmasını çok iyi becerirdi.
1. Her zamanki şakacılığı ve filozofça sözleri ile evin içindeki bu gergin havayı yatıştırmasını çok iyi becerirdi.
1. -i , -i , -i , -i , Bir kargaşayı, ayaklanmayı bastırmak
1. Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı.
1. Hükûmet kuvvetleri ayaklanmayı yatıştırdı.
2. Ölçülü, ılımlı, sakin davranmasını sağlamak, sakinleştirmek
1. O, tombul tombul iyimserliği ile beni yatıştırmak istedi.
1. O, tombul tombul iyimserliği ile beni yatıştırmak istedi.
3. Yumuşatmak, razı etmek
1. Ekrem'i zorla yatıştırıp bizim eve götürdüm.
1. Ekrem'i zorla yatıştırıp bizim eve götürdüm.
akla yatkın, dili yatkın, eli yatkın
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir yana eğilmiş, yatık
2. Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük
1. Yatkın mal. Yatkın kumaş.
1. Yatkın mal. Yatkın kumaş.
3. Bir işte yeteneği, becerisi olan
1. Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle olacağa benziyordu.
1. Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle olacağa benziyordu.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Benimsemiş, alışmış, eğilimli
1. Yadırgamaya yatkındı ama görmüştü kızın oyununu.
1. Yadırgamaya yatkındı ama görmüştü kızın oyununu.
1. uygun görmek
1. Bugün birçoğumuzun romana yatkın bulmayacağı anlatımları pek rahat kullanmıştır.
1. Bugün birçoğumuzun romana yatkın bulmayacağı anlatımları pek rahat kullanmıştır.
Ön Takı : (bir şeye)
akla yatkınlık, dili yatkınlık, eli yatkınlık, el yatkınlığı
1. isim , isim , isim , isim , Yatkın olma durumu
2. Alışkanlıktan doğan yeti, meleke, mümarese
1. isim , isim , isim , isim , Yatmak işi
1. Çocuklara yatma zamanının yaklaştığını başıyla anlatan bir mürebbiye edasıyla duruyor.
1. Çocuklara yatma zamanının yaklaştığını başıyla anlatan bir mürebbiye edasıyla duruyor.
çekyat, hacıyatmaz
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak
1. Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak.
1. Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak.
2. Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek
3. Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek
1. Rüzgârdan bütün ekinler yattı. Gemi sağa yattı.
1. Rüzgârdan bütün ekinler yattı. Gemi sağa yattı.
4. Geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmak
1. Bu gece nerede yatacağız?
1. Bu gece nerede yatacağız?
5. Boş yere beklemek
1. Mallar depoda yatıyor.
1. Mallar depoda yatıyor.
6. İşlemez, çalışmaz durumda kalmak
1. Gemi limanda yatıyor.
1. Gemi limanda yatıyor.
7. Bir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemek
1. Turşu sirkede yatıyor.
1. Turşu sirkede yatıyor.
8. Belli bir süreyi cezaevinde geçirmek
9. Ölü gömülmüş olmak
1. Mezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı.
1. Mezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı.
10. Düz bir duruma gelmek, düzleşmek
1. Kumaş iyice ütülenince yattı.
1. Kumaş iyice ütülenince yattı.
11. -le , -le , -le , -le , Cinsel ilişkide bulunmak
12. Bir düşünceyi veya bir öneriyi benimsemek, razı olmak
13. Heves etmek, eğilmek
1. Çalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı.
1. Çalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı.
14. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bulunmak, var olmak
1. Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür.
1. Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür.
15. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Olumsuz veya başarısız bir sonuç almak
1. Takım bu sezon yattı.
1. Takım bu sezon yattı.
16. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İşsiz kalmak, çalışmamak
17. argo , argo , argo , argo , Bilerek yenilmek, şike yapmak
1. isim , isim , isim , isim , Yatılacak yer veya bölüm
1. Bu buluşmadan az önce, çadırının yatmalığına geçmeden önce...
1. Bu buluşmadan az önce, çadırının yatmalığına geçmeden önce...
yatsı ezanı, yatsı namazı, yatsı vakti
1. isim , isim , isim , isim , Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakit, yatsı vakti
1. Babam yalnız ilk geceki fener alayına katıldı, yatsıdan az sonra eve döndü.
1. Babam yalnız ilk geceki fener alayına katıldı, yatsıdan az sonra eve döndü.
2. Yatsı ezanı
1. Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti.
1. Gece olmuş, yatsılar okunmuş, daha damat bey gelmemişti.
3. Yatsı namazı
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Yatsı namazının vaktinin geldiğini bildirmek için okunan ezan
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Yatsı vakti kılınan namaz
1. Yatsı namazını kıldıktan sonra kaldığı han odasına döndü ve yatağına uzanıp uykuyu beklemeye başladı.
1. Yatsı namazını kıldıktan sonra kaldığı han odasına döndü ve yatağına uzanıp uykuyu beklemeye başladı.
1. isim , isim , isim , isim , Yatsı
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Akşam vaktinden sabah vaktine kadar geçen süre
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Kanun, santur vb. yatırılarak çalınan sazların ortak adı