çekyat, hacıyatmaz
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak
1. Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak.
1. Dörtnala giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak.
2. Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek
3. Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek
1. Rüzgârdan bütün ekinler yattı. Gemi sağa yattı.
1. Rüzgârdan bütün ekinler yattı. Gemi sağa yattı.
4. Geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmak
1. Bu gece nerede yatacağız?
1. Bu gece nerede yatacağız?
5. Boş yere beklemek
1. Mallar depoda yatıyor.
1. Mallar depoda yatıyor.
6. İşlemez, çalışmaz durumda kalmak
1. Gemi limanda yatıyor.
1. Gemi limanda yatıyor.
7. Bir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemek
1. Turşu sirkede yatıyor.
1. Turşu sirkede yatıyor.
8. Belli bir süreyi cezaevinde geçirmek
9. Ölü gömülmüş olmak
1. Mezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı.
1. Mezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı.
10. Düz bir duruma gelmek, düzleşmek
1. Kumaş iyice ütülenince yattı.
1. Kumaş iyice ütülenince yattı.
11. -le , -le , -le , -le , Cinsel ilişkide bulunmak
12. Bir düşünceyi veya bir öneriyi benimsemek, razı olmak
13. Heves etmek, eğilmek
1. Çalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı.
1. Çalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı.
14. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bulunmak, var olmak
1. Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür.
1. Her ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür.
15. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Olumsuz veya başarısız bir sonuç almak
1. Takım bu sezon yattı.
1. Takım bu sezon yattı.
16. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İşsiz kalmak, çalışmamak
17. argo , argo , argo , argo , Bilerek yenilmek, şike yapmak