92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Yerleşim yerleri dağınık olan bölgelerde çocuklara eğitim ve öğretim olanağı sağlamak amacıyla belli bir merkezde yatılı ve gündüzlü açılmış olan eğitim kurumu
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gemi direklerinin başa veya kıça doğru olan eğimi
1. her zaman, hep
1. Yatıp kalkıp anama dua ediyorum.
1. Yatıp kalkıp anama dua ediyorum.
1. gecelerini geçirmek
1. Yatıp kalktığım odamın penceresinden bakınca bir baştan bir başa bütün sokağı görüyordum.
1. Yatıp kalktığım odamın penceresinden bakınca bir baştan bir başa bütün sokağı görüyordum.
2. cinsel ilişkide bulunmak
1. Öteki, çok kadınla oynaşmış ve hatta yatıp kalkmış, sevda damarları kaşarlanmış bir gençti.
1. Öteki, çok kadınla oynaşmış ve hatta yatıp kalkmış, sevda damarları kaşarlanmış bir gençti.
1. isim , isim , isim , isim , Doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan kimsenin mezarı
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yatırma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Kirpi dikeni saçlarını, ne briyantinle yatırabiliyor ne pomatla.
1. Kirpi dikeni saçlarını, ne briyantinle yatırabiliyor ne pomatla.
2. Yatırmaya gücü yetmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yatırma işi yapılmak
1. Bu boş arsacıkta, yan yatırılmış bir bayram salıncağı duruyor.
1. Bu boş arsacıkta, yan yatırılmış bir bayram salıncağı duruyor.
yatırım bankası, yatırım fonu, ölü yatırım, ekipman yatırımı, sanayi yatırımı
1. isim , isim , isim , isim , Yatırma işi
2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plasman
3. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Millî ekonominin veya bir ticaret kuruluşunun üretim ve hizmet gücünü artırıcı nitelikte olan aktif değerlerine yapılan yeni eklemeler, envestisman
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir çıkar veya kazanç sağlamak için yapılan davranış
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Yatırım finansmanı ve harcamalarını karşılamak üzere kurulan banka
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Tasarruf sahiplerinden katılma belgesi karşılığında toplanan birikimlerden oluşan fonların, sermaye piyasası araçlarında değerlendirilmek üzere bir havuz içerisinde toplanması ve uzmanlar tarafından yönetilmesi temeline dayalı kolektif bir yatırım aracı
1. gelir amacıyla bir işe para yatırmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , ileride bir çıkar veya kazanç sağlamak için önceden ortam hazırlamak
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak
1. Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım.
1. Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım.
2. -i , -i , -de , -de , -i , -i , -de , -de , Uyutmak
1. Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar.
1. Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar.
3. -i , -i , -i , -i , Eğmek, yatık duruma getirmek
1. Yağmur ekinleri yatırdı.
1. Yağmur ekinleri yatırdı.
4. -i , -i , -i , -i , Konuk etmek
5. Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermek
1. Eline geçen serveti emlake yatırıyordu.
1. Eline geçen serveti emlake yatırıyordu.
6. Parayı ödemek amacıyla bir kuruluşa vermek, teslim etmek
1. Telefon parasını PTT'ye yatırdım.
1. Telefon parasını PTT'ye yatırdım.
7. Bir yiyeceği korumak veya tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, yağ vb.nde bir süre bekletmek
1. Pastırmayı çemene yatırmak.
1. Pastırmayı çemene yatırmak.
8. -i , -i , -i , -i , Düzeltmek, bastırmak, yassıltmak
1. Kemal Rıfat avucunun içiyle saçlarını yatırıyor.
1. Kemal Rıfat avucunun içiyle saçlarını yatırıyor.
9. Harcamak
1. Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır.
1. Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır.
10. argo , argo , argo , argo , Başarısızlığa uğramasına yol açmak