akla yatkın, dili yatkın, eli yatkın
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir yana eğilmiş, yatık
2. Çok durmaktan sağlamlığını yitirmiş, çürük
1. Yatkın mal. Yatkın kumaş.
1. Yatkın mal. Yatkın kumaş.
3. Bir işte yeteneği, becerisi olan
1. Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle olacağa benziyordu.
1. Dolap çevirmeye, şantaj mesleğine ne kadar yatkın, ne kadar elverişli idi ise bu yeni konusunda da öyle olacağa benziyordu.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Benimsemiş, alışmış, eğilimli
1. Yadırgamaya yatkındı ama görmüştü kızın oyununu.
1. Yadırgamaya yatkındı ama görmüştü kızın oyununu.