92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Yavaşlamasını sağlamak, yavaşlamasına yol açmak, hızını kesmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yavaşlama ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Yavaşlama becerisi bulunmak
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Saçma, saçma sapan söz
1. Sonra da oturur, talihsizlik yaveleri ile hikâyeci numaralarına başvururum.
1. Sonra da oturur, talihsizlik yaveleri ile hikâyeci numaralarına başvururum.
Lisan : Farsça yāve
Telaffuz : ya:ve
1. gereksiz söz söylemek, boşa konuşmak
1. Çevre mevre yaveleri okuyan, doğa deniz kutsallığını sosyete övünmesi şekline dönüştürenlere değil lafım.
1. Çevre mevre yaveleri okuyan, doğa deniz kutsallığını sosyete övünmesi şekline dönüştürenlere değil lafım.
başyaver, seryaver
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yardımcı
2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Emir subayı
Lisan : Farsça yāver
Telaffuz : ya:ver
başyaverlik
1. isim , isim , isim , isim , Yaver olma durumu
1. Kocası Bavyera Sarayı'nda yaverlikte bulunmuş, muharebede vefat etmişti.
1. Kocası Bavyera Sarayı'nda yaverlikte bulunmuş, muharebede vefat etmişti.
2. Yaverin görevi veya makamı
yavruağzı, yavru kapı, yavrukurt, adayavrusu, konak yavrusu
1. isim , isim , isim , isim , Yeni doğmuş hayvan veya insan
1. Kedi yavrusu. Kuş yavrusu.
1. Kedi yavrusu. Kuş yavrusu.
2. Çocuk, evlat
1. Korkarak arkasına baktığı zaman yavrusunun bir kartalın pençeleri arasında, bulutlara doğru süzülüp yükseldiğini gördü.
1. Korkarak arkasına baktığı zaman yavrusunun bir kartalın pençeleri arasında, bulutlara doğru süzülüp yükseldiğini gördü.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin küçüğü
1. Ev, bodrumu, tavan arası ve iki katıyla tam bir konak yavrusudur.
1. Ev, bodrumu, tavan arası ve iki katıyla tam bir konak yavrusudur.
4. argo , argo , argo , argo , Güzel, alımlı genç kız
1. isim , isim , isim , isim , Kavuniçi ile pembe arası bir renk
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan
1. Kadının üstünde yavruağzı, keten bir takım giysi var.
1. Kadının üstünde yavruağzı, keten bir takım giysi var.
Telaffuz : yavru'ağzı
1. isim , isim , isim , isim , Çocuklara sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz, yavrucuk, yavrucağız
1. Yavrucağa ara sıra şeker alırım.
1. Yavrucağa ara sıra şeker alırım.
1. isim , isim , isim , isim , Yavrucak
1. Yavrucuğum o kışı geçiremedi.
1. Yavrucuğum o kışı geçiremedi.
1. sevecen bir biçimde söylenen bir seslenme sözü
1. Yavrum! Gençsin, dilbersin, mücerretsin.
1. Yavrum! Gençsin, dilbersin, mücerretsin.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bit yavrusu
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Geveze, yılışık kimse
1. Sonra aynı yavşak, teklifsizlikle Binbaşı Ferit'in kadehini dikiyor.
1. Sonra aynı yavşak, teklifsizlikle Binbaşı Ferit'in kadehini dikiyor.
yavşan otu, acı yavşan, yayla yavşanı
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yavşan otu
1. Artık ne öbek öbek yavşanları ne de yavşanların saltanat sürdüğü ovayı görüyorum.
1. Artık ne öbek öbek yavşanları ne de yavşanların saltanat sürdüğü ovayı görüyorum.