Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yavan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yağı az

Örnek:

1. Yavan yemek.

1. Yavan yemek.

2. Katıksız

Örnek:

1. Birçok günler yavan ekmek bile bulamaz.

1. Birçok günler yavan ekmek bile bulamaz.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hoşa gitmeyen, tatsız

Örnek:

1. Hayatları gerçekten yavan ve dayanılmaz bir sıkıntıyla sonuçlanır.

1. Hayatları gerçekten yavan ve dayanılmaz bir sıkıntıyla sonuçlanır.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Görgüsüz, bilgisiz


yavanlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavanlaşmak işi


yavanlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yavan duruma gelmek

2. Yozlaşmak

Örnek:

1. Gün günden daha yavanlaşıyoruz. Bunu da eski ile kıyaslayınca daha iyi anlıyoruz.

1. Gün günden daha yavanlaşıyoruz. Bunu da eski ile kıyaslayınca daha iyi anlıyoruz.


yavanlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavanlaştırmak işi


yavanlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yavan duruma getirmek


yavanlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavan olma durumu

Örnek:

1. Her şeyde geçici, her şeyde ruhumun bir tarafını boş bırakan bir yavanlık vardı.

1. Her şeyde geçici, her şeyde ruhumun bir tarafını boş bırakan bir yavanlık vardı.


yavaş

İlgili Kelimeler:

yavaş tütün, yavaş yavaş

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hızlı olmayan, ağır, çabuk karşıtı

Örnek:

1. Yavaş bir yürüyüş.

1. Yavaş bir yürüyüş.

2. Yumuşak huylu, yumuşak başlı

Örnek:

1. Yavaş adam. Yavaş at.

1. Yavaş adam. Yavaş at.

3. Alçak, hafif

Örnek:

1. Yavaş sesle konuşuyor.

1. Yavaş sesle konuşuyor.

4. zarf , zarf , zarf , zarf , Alçak, hafif bir biçimde

Örnek:

1. Yavaş tut, içinde kırılacak eşya var.

1. Yavaş tut, içinde kırılacak eşya var.

5. zarf , zarf , zarf , zarf , Hızlı olmayarak

Örnek:

1. Yavaş vurdu.

1. Yavaş vurdu.


yavaş atın tekmesi yavuz olur
Anlamı:

1. `yumuşak huylu kimseler öfkelendiklerinde aşırı davranışlarda bulunurlar` anlamında kullanılan bir söz


yavaş çekim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hızı düşürülerek çekilmiş görüntü

2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Ağır hareket eden (kimse)


yavaş gel! (veya ol!)
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , abartarak konuşanlar için kullanılan bir söz


yavaş tütün
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sert olmayan tütün


yavaş yavaş
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yavaş bir biçimde, ağır ağır, adım adım, aheste aheste, aheste beste, sepil sepil

Örnek:

1. Yaptıkları işin akışından, gözleri yavaş yavaş ışıklarını buluyor, ruhlarının başıboş heyecanı duruluyor, çerçeveleniyor.

1. Yaptıkları işin akışından, gözleri yavaş yavaş ışıklarını buluyor, ruhlarının başıboş heyecanı duruluyor, çerçeveleniyor.

2. Azar azar

3. Gitgide

Örnek:

1. Ama bu yeni şiir, yavaş yavaş yayılıp birçok kimse tarafından da tutulunca iş değişti.

1. Ama bu yeni şiir, yavaş yavaş yayılıp birçok kimse tarafından da tutulunca iş değişti.


yavaş!
Anlamı:

1. `dikkat et, acele etme!` anlamında kullanılan bir söz


yavaşa
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Burunduruk


yavaşça
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Oldukça yavaş bir biçimde, usulca

Örnek:

1. Genç kız otobüse binerken yaklaştı, yavaşça sordu.

1. Genç kız otobüse binerken yaklaştı, yavaşça sordu.


Telaffuz : yava'şça

yavaşçacık
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Usulcacık


Telaffuz : yava'şçacık

yavaşlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavaşlamak işi


yavaşlamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yavaş gitmeye başlamak, hızını azaltmak, yavaş olmak

Örnek:

1. Öfke ve siniri dalga gibi dinerek sesi yavaşladı.

1. Öfke ve siniri dalga gibi dinerek sesi yavaşladı.


yavaşlatabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavaşlatabilmek işi


yavaşlatabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yavaşlatma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Yavaşlatma becerisi bulunmak


yavaşlatılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavaşlatılmak işi


yavaşlatılmak fiil

İlgili Kelimeler:

yavaşlatılmış hareket

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yavaşlatma işi yapılmak


yavaşlatılmış hareket
Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , isim , isim , sinema , sinema , Filmde hızlı hareketlerin ayrıntılarını gözlemeye yarayan sinema düzeni


yavaşlatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavaşlatma işi


yavaşlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yavaşlatmak işi