Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çarpıntı

İlgili Kelimeler:

kalp çarpıntısı, yürek çarpıntısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kalbin hızlı ve sık vurması

Örnek:

1. Uykularından çarpıntıyla uyanıyor, her an kötü bir şey olmasından endişe ediyordu.

1. Uykularından çarpıntıyla uyanıyor, her an kötü bir şey olmasından endişe ediyordu.


çarpıntılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Heyecanlı, telaşlı

Örnek:

1. Zavallı Ayşe Hanım, çarpıntılı hatun.

1. Zavallı Ayşe Hanım, çarpıntılı hatun.


çarpıntısı tutmak
Anlamı:

1. heyecan, korku veya üzüntüden çarpıntı nöbeti gelmek


çarpıntısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çarpıntısı olmayan


çarpış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpma işi


çarpışabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpışabilmek işi


çarpışabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Çarpışma ihtimali veya imkânı bulunmak


çarpışılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpışılmak işi


çarpışılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çarpışma işi yapılmak


çarpışıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpışıvermek işi


çarpışıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Ansızın çarpışmak


Telaffuz : çarpışı'vermek

çarpışma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpışmak işi, müsademe, sadme

Örnek:

1. Böylelikle İstanbullu işçi iki emperyalist sermayenin çarpışmasına alet olacaktı.

1. Böylelikle İstanbullu işçi iki emperyalist sermayenin çarpışmasına alet olacaktı.

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Öncülerin veya küçük birliklerin yaptıkları küçük savaşma

Örnek:

1. Bu, iki cephe arasında ilk çarpışmadır.

1. Bu, iki cephe arasında ilk çarpışmadır.


çarpışmak fiil
Anlamı:

1. -le , -le , -le , -le , Birbirine çarpmak, tokuşmak

Örnek:

1. Kompartımana girdi ve eşyalarını raflara koymaya çalışan Pervin'le çarpıştı.

1. Kompartımana girdi ve eşyalarını raflara koymaya çalışan Pervin'le çarpıştı.

2. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , askerlik , askerlik , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , askerlik , askerlik , Vuruşmak, savaşmak

Örnek:

1. Karşımıza çıkacak olan kuvvet, kim ve ne olursa olsun, behemehâl çarpışırız ve muvaffak oluruz.

1. Karşımıza çıkacak olan kuvvet, kim ve ne olursa olsun, behemehâl çarpışırız ve muvaffak oluruz.

3. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Birbirine üstün gelmeye çalışmak

Örnek:

1. İki düşünce çarpışıyor.

1. İki düşünce çarpışıyor.


çarpıştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpıştırabilmek işi


çarpıştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Çarpıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çarpıştırma becerisi bulunmak


çarpıştırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpıştırılmak işi


çarpıştırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çarpışmaları sağlanmak


çarpıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpıştırmak işi


çarpıştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Çarpışma işini yaptırmak


çarpıtabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpıtabilmek işi


çarpıtabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çarpıtma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çarpıtma becerisi bulunmak


çarpıtılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpıtılabilmek işi


çarpıtılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çarpıtılma ihtimali bulunmak


çarpıtılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpıtılma işi


çarpıtılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çarpıtılmak işi