92406 kayıt bulundu.
1. uygun düşmemek, çirkin olmak, münasebetsiz görünmek
1. Kitabın adı uzun fakat insanda okumak merakı uyandırdığı için bu uzunluk yakışıksız kaçmamış.
1. Kitabın adı uzun fakat insanda okumak merakı uyandırdığı için bu uzunluk yakışıksız kaçmamış.
1. isim , isim , isim , isim , Yakışık almayan davranış veya durum, uygunsuzluk
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Güzel durmak, iyi gitmek, yaraşmak, uygun gelmek
1. Önden yandan nasıl durduğunu, yakışıp yakışmadığını gözden geçirecek.
1. Önden yandan nasıl durduğunu, yakışıp yakışmadığını gözden geçirecek.
2. -e , -e , -e , -e , Uygun olmak, iyi karşılanmak, münasip olmak
1. Öyle şey küçüklerin ağzına yakışmaz.
1. Öyle şey küçüklerin ağzına yakışmaz.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yakıştırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Yakıştırma becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Yakıştırılmak işi
1. Döküntü otobüslere halk otobüsü sıfatının yakıştırılması, garip bir seçkincilik anlayışı sonucu olsa gerektir.
1. Döküntü otobüslere halk otobüsü sıfatının yakıştırılması, garip bir seçkincilik anlayışı sonucu olsa gerektir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yakıştırma işine konu olmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir sebeple ortaya atılan, uydurma (söz)
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
1. Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam.
1. Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam.
2. Uygun ve yerinde görmek
1. Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı.
1. Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı.
3. Uydurmak
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak
yakıt deposu, yakıt göstergesi, yakıt parası, akaryakıt, yağ yakıt, jet yakıtı
1. isim , isim , isim , isim , Doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde
1. Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor.
1. Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor.
2. Enerji ve ısı ortaya çıkaran yanıcı madde
1. isim , isim , isim , isim , Motorlu taşıtlarda yakıt depolamaya yarayan bölüm
1. isim , isim , isim , isim , Motorlu taşıtlarda yakıtın durumunu veya düzeyini göstermeye yarayan alet
1. -e , -e , -e , -e , Yaklaşma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. İyiliğinden değildi. Belki ancak bu yolla yaklaşabildiği içindi.
1. İyiliğinden değildi. Belki ancak bu yolla yaklaşabildiği içindi.
2. Yaklaşmaya gücü yetmek
yaklaşık bilgi, yaklaşık değer
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, ortalama, takribî
1. Yaklaşık bir hesap. Yaklaşık bir sayı.
1. Yaklaşık bir hesap. Yaklaşık bir sayı.
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Bilimsel bakımdan geçerli sayılabilecek kadar açık ve nesnel olan fakat bilim geliştikçe yeniden gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi gerekecek olan bilgi
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir niceliğin gerçek tutarından az eksik veya az artık olan değeri