1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yakışacak bir duruma getirmek, uygun duruma koymak, yaraştırmak
1. Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam.
1. Yakışıklı, orta boylu, giydiğini kendisine yakıştırır, kendini saydırabilir bir adam.
2. Uygun ve yerinde görmek
1. Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı.
1. Ancak kızı o oğlana bir türlü yakıştıramadı.
3. Uydurmak
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir durum veya niteliği bir kimse için düşünmek, yormak