92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sivrisineğe benzer bir böcek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gülgillerden, orta boylu bir ağaç (Pirus sorbus)
2. Bu ağacın muşmulaya benzeyen yemişi
1. Gülse bile gülüşünde ham ayva, muşmula veya üvez yemiş gibi bir burukluk vardır.
1. Gülse bile gülüşünde ham ayva, muşmula veya üvez yemiş gibi bir burukluk vardır.
1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Uyma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Ama bir yığın kadına uyabilirdi bu tanım.
1. Ama bir yığın kadına uyabilirdi bu tanım.
iç uyak, yarım uyak
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Şiirde dizelerin sonunda tekrarlanan ve aynı ahengi veren heceler veya aynı görevde olmayan ancak benzeşen sesler, kafiye
1. sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , Uyağı bulunan, kafiyeli, mukaffa
1. sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , Uyağı bulunmayan, kafiyesiz
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uyanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Emir Süleyman ancak o zaman gaflet uykusundan uyanabilmişti.
1. Emir Süleyman ancak o zaman gaflet uykusundan uyanabilmişti.
2. Uyanmaya gücü yetmek
1. -i , -i , -i , -i , Uyandırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Uyandırmaya gücü yetmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uyanması sağlanmak
1. Uykudan uyandırılmış gibi gözleri süzük, döndü baktı.
1. Uykudan uyandırılmış gibi gözleri süzük, döndü baktı.
çerağ uyandırma
1. isim , isim , isim , isim , Uyandırmak işi
1. Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah.
1. Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felah.
2. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Anıları zihinde yeniden canlandırma
1. -i , -i , -i , -i , Uyanmasına yol açmak
1. Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi.
1. Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi.
2. Çıra, lamba, soba vb. ışık veren şeyleri yakmak, tutuşturmak
1. Köşede kuru odun var, uyandır ocağı.
1. Köşede kuru odun var, uyandır ocağı.
3. Üstü küllenmiş ateşi yeniden canlandırmak
4. Herhangi bir sebeple dernekteki üyeliğin dondurulmasından vazgeçerek çalışmalara katılmasına izin vermek
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aklını başına toplamasını sağlamak, gözünü açmak
uyur uyanık
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyumamış, bidar
1. Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu.
1. Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu.
2. Uykudan uyanmış
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Açıkgöz, kurnaz, cingöz
1. Ayrıca son derece zeki ve uyanık bir genç kız vardı.
1. Ayrıca son derece zeki ve uyanık bir genç kız vardı.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, müteyakkız
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili
1. Zeki ve uyanık kişilerle dostluk kadar iyi bir şey olamaz.
1. Zeki ve uyanık kişilerle dostluk kadar iyi bir şey olamaz.
1. isim , isim , isim , isim , Uyanık olma durumu, anıklık, saklık, teyakkuz
1. O devri, ilk uyanıklık devri olduğu için hiç unutmaz.
1. O devri, ilk uyanıklık devri olduğu için hiç unutmaz.
1. isim , isim , isim , isim , Uyanma işi
1. Parasız adamın sabahleyin bir acı, zehirli uyanışı vardır, ölümden beterdir.
1. Parasız adamın sabahleyin bir acı, zehirli uyanışı vardır, ölümden beterdir.
2. Uyanma, intibah
3. Avrupa'da özellikle İtalya'da XV. yüzyılda başlayan genel sosyoloji ve felsefe öğretileri bütünü, Rönesans
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilgisizlikten kurtulma durumu
1. Bazı uyanış ve toparlanış belirtileri meydana getirmişti.
1. Bazı uyanış ve toparlanış belirtileri meydana getirmişti.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın uyanmak
1. Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü
1. Bir akşam uyudu / Uyanmayıverdi / Aldılar götürdüler / Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü
Telaffuz : uyanı'vermek