Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
uyarlayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyarlayabilmek işi


uyarlayabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Uyarlama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Uyarlama gücü bulunmak


uyarlayıcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyarlama işini yapan kimse

2. Adaptör


uyarlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyarlama işi


uyarlayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyarlayıvermek işi


uyarlayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kısa sürede uyarlamak


Telaffuz : uyarlayı'vermek

uyarlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyumlu


uyarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygun olma durumu, uygunluk


uyarlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyumluluk


uyarma

İlgili Kelimeler:

uyarma komutu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyarmak işi, ihtar, tembih

Örnek:

1. Birinin çıkıp onu uyarmasına, nasıl göründüğünü söylemesine ihtiyacı vardı.

1. Birinin çıkıp onu uyarmasına, nasıl göründüğünü söylemesine ihtiyacı vardı.

2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Bir duyu organını, bütün bir sinir düzenini, kendi dışındaki bir nesne veya durumun bir tepkide bulunmaya yöneltmesi


uyarma komutu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Jimnastikteki komutun alıştırma için uyarıcı nitelikteki ilk ve uzunca bölümü


uyarmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir kimseye bir davranışta bulunmasını veya bulunmamasını söylemek, ikaz etmek

Örnek:

1. Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı.

1. Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı.

2. Görevini gereği gibi yapmayan kimseye nasıl davranması gerektiğini hatırlatmak, ihtarda bulunmak

3. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Bir canlının herhangi bir organını dıştan bir etki ile görev yapmaya zorlamak

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Öğütle yola getirmeye çalışmak

5. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Uyandırmak


uyaroğlu
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bulunduğu ortama ve koşullara kolaylıkla uyum sağlayan kimse


Telaffuz : uya'roğlu

uyarsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uygun davranışta bulunmayan, uyumlu görünmeyen (kimse)


uyartı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Uyarmak için söylenen söz, uyarı, ihtar

2. Uyaran kimse veya şey


uyartma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyartmak işi


uyartmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uyarma işini yaptırmak


uydu

İlgili Kelimeler:

uydu kent, yapma uydu

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bir gezegenin çekiminde bulunarak onun çevresinde dolanan daha küçük gezegen, peyk

Örnek:

1. Ay, yerin uydusudur.

1. Ay, yerin uydusudur.

2. Türlü amaçlarla yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek yer çevresinde dolanan araç

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , İşlerini ve davranışlarını daha güçlü birinin isteğine uyduran (devlet, kurum, kimse)


uydu kent
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ana kente bağlantılı olarak kurulan ve onun yükünü azaltmak amacıyla çevresinde oluşturulan yerleşim yeri


uydulaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uydulaşmak durumu


uydulaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uydu durumuna gelmek


uydulaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uydulaştırmak durumu


uydulaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uydu durumuna getirmek


uyduluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uydu olma durumu, peyklik


uydurabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uydurabilmek işi