1. -i , -i , -i , -i , Uyanmasına yol açmak
1. Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi.
1. Sanki yüzyıllık bir uykudan uyanan bekçi, yerinden doğrulup çevresine bakınca kendisini uyandıran kişiyi göremedi.
2. Çıra, lamba, soba vb. ışık veren şeyleri yakmak, tutuşturmak
1. Köşede kuru odun var, uyandır ocağı.
1. Köşede kuru odun var, uyandır ocağı.
3. Üstü küllenmiş ateşi yeniden canlandırmak
4. Herhangi bir sebeple dernekteki üyeliğin dondurulmasından vazgeçerek çalışmalara katılmasına izin vermek
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aklını başına toplamasını sağlamak, gözünü açmak