Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sermestlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarhoşluk

Örnek:

1. O sermestliğin nasıl bir mahmurlukla bittiğini bir yana bırakalım.

1. O sermestliğin nasıl bir mahmurlukla bittiğini bir yana bırakalım.


sermuharrir
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Başyazar


Lisan : Farsça ser + Arapça muḥarrir

Telaffuz : se'rmuharrir

sermuharrirlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başyazarlık


sermürettip
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Başdizgici


Lisan : Farsça ser + Arapça murettib

Telaffuz : se'rmürettip

sermürettiplik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başdizgicilik


şerpa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ülkeleri önemli zirvelerde temsil eden özel yetkili görevli


Lisan : İngilizce sherpa

serpantin
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eğlencelerde kullanmak için kendi üzerine sarılarak hazırlanan, savrulduğunda çözülen, renkli kâğıttan yapılmış ince ve uzun şerit

2. teknik , teknik , teknik , teknik , Kalorifer tesisatında bükülmüş borularla yapılmış ısıtıcı

3. mineraloji , mineraloji , mineraloji , mineraloji , Yılan taşı


Lisan : Fransızca serpentin

serpebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpebilmek işi


serpebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Serpme ihtimali veya imkânı bulunmak


serpeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpelemek işi


serpelemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Seyrek damlalar durumunda yağmak

Örnek:

1. Yağmurun serpelediği olurdu eski yaz günlerinde, bulut geçti derlerdi.

1. Yağmurun serpelediği olurdu eski yaz günlerinde, bulut geçti derlerdi.

2. Sürekli olarak ve az serpmek


serpici
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Su serpen veya su saçan alet


serpili
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Serpilmiş

Örnek:

1. Gardırop kapıları açık ve her tarafa elbise ve çamaşırlar serpili.

1. Gardırop kapıları açık ve her tarafa elbise ve çamaşırlar serpili.


serpilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpilmek işi

Örnek:

1. Gökler bulutlanıyor rüzgâr serinliyordu / Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince

1. Gökler bulutlanıyor rüzgâr serinliyordu / Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince


serpilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Serpme işine konu olmak

Örnek:

1. Cam kırıkları su gibi dört tarafa serpildiler.

1. Cam kırıkları su gibi dört tarafa serpildiler.

2. Gelişmek, büyümek

Örnek:

1. Şu on altı yıllık dönem içinde doğan, serpilen bütün partilerimiz birbiri içinden doğmuştur.

1. Şu on altı yıllık dönem içinde doğan, serpilen bütün partilerimiz birbiri içinden doğmuştur.

3. Yayılmak

Örnek:

1. En çok zevki kasabanın bayram yerlerinden, halkın tatil günleri serpildiği çayırlıklardan aldım.

1. En çok zevki kasabanın bayram yerlerinden, halkın tatil günleri serpildiği çayırlıklardan aldım.


serpinti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dökülen veya akan bir şeyden sıçrayıp serpilen bölüm

Örnek:

1. Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu.

1. Ali Rıza'nın ayaklarına kadar denizin serpintileri geliyordu.

2. Damlacıklar, tanecikler durumunda, azar azar yağan yağmur veya kar, çilenti

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin etkisi azalarak kalan veya gelen kısmı

Örnek:

1. Radyasyon serpintisi.

1. Radyasyon serpintisi.


serpiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpme işi


serpiştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpiştirebilmek işi


serpiştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Serpiştirme ihtimali veya imkânı bulunmak


serpiştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpiştirilmek işi


serpiştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Serpiştirme işine konu olmak

Örnek:

1. Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşları serpiştirilmiştir.

1. Kabartmaların ortalık yerine de akik ve Necef taşları serpiştirilmiştir.


serpiştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpiştirme işi


serpiştirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Yağmur veya kar azar azar, ince ince yağmak, serpmek

Örnek:

1. Serpiştiriyordu kar soğuk gece yarısı.

1. Serpiştiriyordu kar soğuk gece yarısı.

2. Gelişigüzel serpmek


serpme

İlgili Kelimeler:

serpme ağ, boşluklu serpme, dolu serpme, elektrostatik serpme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Serpmek işi

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Serpilmiş durumda olan

Örnek:

1. Serpme benli.

1. Serpme benli.

3. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Koni biçiminde, ucuna bir sıra kurşun dizilmiş balık ağı, serpme ağ, tepeden inme

Örnek:

1. Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman ağını derenin durgun sularına attığı işitiliyordu.

1. Derenin oturduğumuz yerinden görünmeyen bir tarafında, serpmeyle derede avlanan bir adamın zaman zaman ağını derenin durgun sularına attığı işitiliyordu.


serpme ağ
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Serpme