Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sarsabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsabilmek işi


sarsabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sarsma ihtimali veya imkânı bulunmak


sarsak

İlgili Kelimeler:

sarsak sursak

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle güçsüz kalarak vücudu titrer gibi sarsılan (kimse)

2. Değişken, sağlam olmayan

Örnek:

1. Gittiği yerden habersiz, kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır.

1. Gittiği yerden habersiz, kendi sarsak ahlak değerlerine bağlı yaşamaktadır.


sarsak sursak
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sarsılarak, titreyerek


sarsakça
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sarsak bir biçimde, titreyerek


Telaffuz : sarsa'kça

sarsaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsak olma durumu

Örnek:

1. Sarsaklığına tanık olduğumuz birini merhametsizce, akıllı geçinenleri hoyratça aşağılardık.

1. Sarsaklığına tanık olduğumuz birini merhametsizce, akıllı geçinenleri hoyratça aşağılardık.


sarsalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsalamak işi


sarsalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sarsmak


sarsık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sarsılmış


sarsılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsılma işi


sarsılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsılmak işi


sarsılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sarsma işine konu olmak

Örnek:

1. Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak.

1. Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçsüz durumda kalmak

Örnek:

1. Hastalıktan çok sarsıldı.

1. Hastalıktan çok sarsıldı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Beklenmedik bir olaydan çok etkilenmek

Örnek:

1. Cemil Kâzım inanmak istemediği bir şüphe ile sarsılmıştı.

1. Cemil Kâzım inanmak istemediği bir şüphe ile sarsılmıştı.


sarsım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsma işi

2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , Tedirginlik


sarsıntı

İlgili Kelimeler:

sarsıntı bilimi, artçı sarsıntı, yer sarsıntısı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsılma işi, birden sallanma

Örnek:

1. Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor.

1. Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor.

2. Titreme, titreyiş

Örnek:

1. Omuzlarının sarsıntısı gittikçe azaldı.

1. Omuzlarının sarsıntısı gittikçe azaldı.

3. Deprem

4. Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri

Örnek:

1. İkinci sarsıntıda evlerin tümü yıkıldı.

1. İkinci sarsıntıda evlerin tümü yıkıldı.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kişi, toplum, kurum veya kuruluşun dengesini etkileyen, beklenmedik olumsuz değişiklik

Örnek:

1. Bu olgunluğa erişen toplumlar ise her türlü sarsıntıları en az zararla atlatırlar.

1. Bu olgunluğa erişen toplumlar ise her türlü sarsıntıları en az zararla atlatırlar.

6. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan durum, sadme, travma


sarsıntı bilimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cerrahinin yara ve bereleri tedavi eden bölümü, travmatoloji


sarsıntı bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Sarsıntı bilimi ile ilgili, travmatolojik


sarsıntı geçirmek
Anlamı:

1. beklenmedik bir olaydan çok etkilenmek, üzülmek


sarsıntılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sarsıntısı olan


sarsıntısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sarsıntısı olmayan, sarsılmayan


sarsış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsma işi


sarsma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sarsmak işi


sarsmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Birdenbire ve güçle kımıldatmak, sallamak, oynatmak, titretmek

Örnek:

1. Kalkın bakalım diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı.

1. Kalkın bakalım diye çocukların karyolalarını sarsıyorlardı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zarar verecek yolda etkilemek

Örnek:

1. Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır.

1. Her hadisenin rüzgârı onun gergin sinirlerini derin derin sarsmıştır.


şart

İlgili Kelimeler:

şart kipi, şartname, şart şurt, bilakayduşart, ön şart, hava şartları, hayat şartları

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul

Örnek:

1. İster istemez bu şartlara boyun eğecekti.

1. İster istemez bu şartlara boyun eğecekti.


Lisan : Arapça şarṭ

şart
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Temel kural belgesi

Örnek:

1. Paris Şartı.

1. Paris Şartı.


Lisan : Fransızca charte

şart etmek
Anlamı:

1. `şart olsun` diyerek yemin etmek

Örnek:

1. Anası, oğlan gelirse içeri almayacağına şart etmişti.

1. Anası, oğlan gelirse içeri almayacağına şart etmişti.