1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sarsma işine konu olmak
1. Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak.
1. Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güçsüz durumda kalmak
1. Hastalıktan çok sarsıldı.
1. Hastalıktan çok sarsıldı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Beklenmedik bir olaydan çok etkilenmek
1. Cemil Kâzım inanmak istemediği bir şüphe ile sarsılmıştı.
1. Cemil Kâzım inanmak istemediği bir şüphe ile sarsılmıştı.