92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Kapıp kaçmak yoluyla hırsızlık yapan kimse
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Üstünkörü, gereken önem verilmeyen, baştan savma, alelade
1. O köşklerin, yalıların çoğunun yerinde bugün yeller esmektedir. Hemen hepsi kapkaççı yapılarla yok edilmiştir.
1. O köşklerin, yalıların çoğunun yerinde bugün yeller esmektedir. Hemen hepsi kapkaççı yapılarla yok edilmiştir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok kara, her yanı kara, simsiyah
1. Düşündükçe kapkara, korkunç bir hayalet gözlerimi kapladı, başımın içi alev alev yandı.
1. Düşündükçe kapkara, korkunç bir hayalet gözlerimi kapladı, başımın içi alev alev yandı.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Her yanı karalara bürünmüş bir biçimde
1. Dağlar kül rengi bir aydınlığın içinde kapkara yükseliyorlardı.
1. Dağlar kül rengi bir aydınlığın içinde kapkara yükseliyorlardı.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıntılı, zor
1. Nerede kaldı bunlar? Sel olup aktılar mı? / Kapkara bir günümde beni bıraktılar mı?
1. Nerede kaldı bunlar? Sel olup aktılar mı? / Kapkara bir günümde beni bıraktılar mı?
Telaffuz : ka'pkara
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok karanlık
1. Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev.
1. Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev.
Telaffuz : ka'pkaranlık
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul
1. Bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler canlı kavramının kaplamı içine girerler.
1. Bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler canlı kavramının kaplamı içine girerler.
açılı kaplama, ağaç kaplama, altın kaplama, astar kaplama, bakır kaplama, desenli kaplama, frize kaplama, gümüş kaplama, koruyucu kaplama, kök kaplama, nikel kaplama, ur kaplama, yüz kaplama, borda kaplaması
1. isim , isim , isim , isim , Kaplamak işi
2. Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat
1. Her pencereyi, her kaplamayı tanıyordum artık.
1. Her pencereyi, her kaplamayı tanıyordum artık.
3. Kalınlığı 5 milimetreden az, ince ağaç levha
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmış olan
1. Bu, kaplama bir bilezik değil.
1. Bu, kaplama bir bilezik değil.
1. isim , isim , isim , isim , Altın, gümüş vb. değerli madenlerle kaplama işi yapan kimse
1. -i , -i , -i , -i , Her yanını örtmek, istila etmek
1. Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu.
1. Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu.
2. Çepeçevre sarmak, kuşatmak
1. Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar.
1. Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar.
3. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak
1. Yorgan kaplamak.
1. Yorgan kaplamak.
4. Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
5. Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek
1. Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları...
1. Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları...
6. Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak
7. Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
8. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak
1. Ünü cihanı kapladı.
1. Ünü cihanı kapladı.
9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Doldurmak
1. İçini sevinç kapladı.
1. İçini sevinç kapladı.
10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Doldurmak
1. Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı.
1. Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı.
kaplamalı mobilya
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şeyle kaplanmış
1. Gümüş kaplamalı tabaka. Ceviz kaplamalı karyola.
1. Gümüş kaplamalı tabaka. Ceviz kaplamalı karyola.
1. isim , isim , isim , isim , Yüzeyleri ağaç, plastik vb. levhalarla kaplanmış mobilya
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kavramla ilgili bütün özellikleri bir arada bulunduran
kaplan atlaması, kaplanboğan, kaplan böcek, kaplan derisi
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kedigillerden, enine siyah çizgili, koyu sarı postu olan, Asya'da yaşayan çevik ve yırtıcı hayvan (Felis tigris)
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Çift ayakla sıçrayıp kazanılan uçma hızıyla araç veya canlı engeller üzerinden aştıktan sonra, karşıdaki yardımcının omuzlarına dayanıp hız keserek ayaküstü düşme
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Başka böceklerle beslenen, tarım için çok yararlı olan kaplan böcekler familyasının örnek türü (Cicindela campestris)
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Zararlı böcekleri avlayarak bitki, hayvan ve insan sağlığına yardımcı olan, güzel renkli, kın kanatlı böcekler familyası
1. isim , isim , isim , isim , Deri sanayisinde çok tutulan ve kadın giysisi yapımında kullanılan deri
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Boğan otunun bir türü, itboğan (Aconitum napellus)
Telaffuz : kapla'nboğan