kapora

Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Güvenmelik

Lisan : İtalyanca caparra

Telaffuz : kapo'ra

kapora vermek

Anlamı:

1. güvenmelik vermek

kaporalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Güvenmeliği olan

kaporasız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Güvenmeliği olmayan

kaporta

İlgili Kelimeler:

kaporta kafesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otomobilde kaput veya ön kapak

2. Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış dış bölüm

3. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer

Örnek:

1. Gemideki bütün askerler, derhâl kumanda kulesinin altındaki kaporta denilen delikten içeri giriyorlar.

1. Gemideki bütün askerler, derhâl kumanda kulesinin altındaki kaporta denilen delikten içeri giriyorlar.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kişinin yüz, giysi, ayakkabı vb.nden oluşan dış görünümü

Lisan : İtalyanca boccaporta

Telaffuz : kapo'rta

kaporta kafesi

Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Kaportadaki camları kırılmadan korumak için cam üzerine tutturulan metal çubuklar

kaportacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Otomobil kaportalarını onaran veya değiştiren usta

kaportacılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaportacının yaptığı iş

kapriçyo

Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Çalgı veya ses için bestelenmiş, serbest biçimde parça

Örnek:

1. İtalyan kapriçyosu.

1. İtalyan kapriçyosu.

Lisan : İtalyanca capriccio

Telaffuz : kapri'çyo

kapris

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçici, düşüncesizce, değişken istek

Örnek:

1. Buraya ben kendi kör kaprisimle, kendi irademle geldim.

1. Buraya ben kendi kör kaprisimle, kendi irademle geldim.

2. Huysuzluk

Lisan : Fransızca caprice

kapris yapmak

Anlamı:

1. değişken, geçici isteklerde bulunarak huysuzca davranmak

kaprisli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaprisi olan

Örnek:

1. İnsanı en çok yıpratıp çürüten kadınlar en kaprisli kadınlar oluyor.

1. İnsanı en çok yıpratıp çürüten kadınlar en kaprisli kadınlar oluyor.

kaprislilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaprisli olma durumu

kaprissiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kaprisi olmayan

kaprissizce

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kaprissiz bir biçimde

Telaffuz : kaprissi'zce

kaprissizlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kaprissiz olma durumu

kapsam

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sınırları içine başka konuları veya anlamları alma durumu, şümul

Örnek:

1. Yasa kapsamına giren devlet personeli.

1. Yasa kapsamına giren devlet personeli.

2. mantık , mantık , mantık , mantık , Kaplam

kapsama

İlgili Kelimeler:

kapsama alanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapsamak işi

kapsama alanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Telsiz ve cep telefonlarıyla konuşmanın yapılabileceği alan

kapsamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İçine almak, sınırları içine almak, şamil olmak

kapsamını genişletmek

Anlamı:

1. bir şeyin sınırları içine giren ögeleri genişletmek, şümullendirmek

kapsamlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kapsamı olan

2. Kapsamı geniş olan, şümullü

kapsamlılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapsamlı olma durumu, şümullülük

kapsatma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapsatmak işi

kapsatmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kapsatma işini yaptırmak