Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
kapılabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Kapılma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Kırk dört yaşında gebe kalan bir kadın böyle bir sabırsızlığa kapılabilir.

1. Kırk dört yaşında gebe kalan bir kadın böyle bir sabırsızlığa kapılabilir.


kapılandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılandırmak işi


kapılandırmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Kapılanmasını sağlamak

Örnek:

1. Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar...

1. Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar...


kapılanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılanmak işi


kapılanmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bir işe girmek ve o işte devam etmek

Örnek:

1. Onlar için iş, bir yere âdeta zorla kapılanmak gibi bir şeydi.

1. Onlar için iş, bir yere âdeta zorla kapılanmak gibi bir şeydi.

2. Bir işe girmek


kapılar yüzüne (veya üzerine veya üstüne) kapanmak
Anlamı:

1. istenilen şeye ulaşma imkânı verilmemek


kapıları açık tutmak
Anlamı:

1. herhangi bir konuda ilişkiyi kesmeden anlaşma ortamını sürdürmeye çalışmak


kapıları kapamak
Anlamı:

1. bütün ilişkileri kesmek veya anlaşma ortamını ortadan kaldırmak


kapılgan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kolayca etkilenen, her şeye çabuk kapılan


kapılganlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılgan olma durumu

Örnek:

1. Benim böyle bir kapılganlığım vardır.

1. Benim böyle bir kapılganlığım vardır.


kapılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kapısı olan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Özellikle resmî bir işte çalışan


kapılılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılı olma durumu


kapılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılma işi


kapılıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılıvermek işi


kapılıvermek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Elinde olmadan kapılmak


Telaffuz : kapılı'vermek

kapılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapılmak işi


kapılmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Kapma işine konu olmak

2. Sürüklenmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birine güvenip boş bulunarak aldanmak

Örnek:

1. Ben onun sözlerine kapıldım.

1. Ben onun sözlerine kapıldım.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimseye tutulmak, bağlanmak, aşırı sevgi duymak

Örnek:

1. Kızın güzelliğine kapılarak evlenme teklif etti.

1. Kızın güzelliğine kapılarak evlenme teklif etti.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin veya kimsenin güçlü etkisinde kalmak

Örnek:

1. Bu iki şiiri övenler onların kalıbından gelen ucuz bir güzelliğe kapılırlar.

1. Bu iki şiiri övenler onların kalıbından gelen ucuz bir güzelliğe kapılırlar.


kapıp koyuvermek
Anlamı:

1. kendini salmak, bırakmak

Örnek:

1. Nihayet yorgunluktan sızıp kalıncaya kadar kendimi bu buhrana kapıp koyuverdim.

1. Nihayet yorgunluktan sızıp kalıncaya kadar kendimi bu buhrana kapıp koyuverdim.

2. bırakmak, vazgeçmek


kapiş
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Anladın mı?` anlamında kullanılan bir söz


Lisan : İtalyanca capisci

kapış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapma işi

2. Kapışma


kapış kapış gitmek
Anlamı:

1. çok çabuk satılmak, çok istenir olmak


kapış kapış yapmak
Anlamı:

1. telaşlı bir biçimde, aceleyle almak

Örnek:

1. El elin ayıbını terzi kumaşı alır gibi kapış kapış yaptığı için aldırış etmem.

1. El elin ayıbını terzi kumaşı alır gibi kapış kapış yaptığı için aldırış etmem.


kapışabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kapışabilmek işi


kapışabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Kapışma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Kapışmaya gücü yetmek


kapısı açık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Her isteyeni konuk eden (kimse)