Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
güz çiğdemi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Acı çiğdem


güz dönemi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güz ayları

2. Eğitim öğretimde ilk yarıyıl


güz noktası
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Sonbaharda, gün tün eşitliği anında Güneş'in gök Ekvator'u çizgisi üzerinde bulunduğu nokta


güzel

İlgili Kelimeler:

güzelavrat otu, güzel duyu, güzel güzel, güzelhatun çiçeği, güzel sanatlar, güzel yazı sanatı, bir güzel, gelişigüzel, camgüzeli, çayırgüzeli, denizgüzeli, dünya güzeli, saksıgüzeli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı

Örnek:

1. Güzel kız. Güzel çiçek.

1. Güzel kız. Güzel çiçek.

2. Yalının en güzel odası bizimdi.

2. Yalının en güzel odası bizimdi.

2. İyi, hoş

Örnek:

1. Güzel şey canım, milletvekili olmak!

1. Güzel şey canım, milletvekili olmak!

3. Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran

Örnek:

1. Güzel bir fırsat.

1. Güzel bir fırsat.

4. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran

Örnek:

1. Güzel duygular. Güzel hareketler.

1. Güzel duygular. Güzel hareketler.

5. Görgü kurallarına uygun olan

6. Sakin, hoş (hava)

Örnek:

1. Güzel bir gece.

1. Güzel bir gece.

7. Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı

Örnek:

1. Güzel vaatler.

1. Güzel vaatler.

8. Pek iyi, doğru

Örnek:

1. Güzel güzel amma!

1. Güzel güzel amma!

9. isim , isim , isim , isim , Güzel kız veya kadın

Örnek:

1. Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar.

1. Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar.

10. isim , isim , isim , isim , Güzellik kraliçesi

11. zarf , zarf , zarf , zarf , Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde

Örnek:

1. Arabayı koştururken boyunlarındaki ziller güzel şıngırdıyordu atların.

1. Arabayı koştururken boyunlarındaki ziller güzel şıngırdıyordu atların.

12. zarf , zarf , zarf , zarf , Adamakıllı, şiddetli

Örnek:

1. Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler.

1. Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler.


güzel bürünür, çirkin görünür
Anlamı:

1. `güzeller nazlı olur, çirkinler ise kendilerini beğendirmeye çalışırlar` anlamında kullanılan bir söz


güzel duyu
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Estetik


güzel duyuculuk
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Estetikçilik


güzel duyusal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Estetik


güzel güzel
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Olağan bir durumda, herhangi bir sıkıntıya uğramadan

Örnek:

1. İki kardeş güzel güzel oynarken ne oldu ise birdenbire bir ağlama, bir çığlık başladı.

1. İki kardeş güzel güzel oynarken ne oldu ise birdenbire bir ağlama, bir çığlık başladı.


güzel hatırı için
Anlamı:

1. yüzünden, sebebiyle

Örnek:

1. İnanınız ki müdürün güzel hatırı için işime başladım.

1. İnanınız ki müdürün güzel hatırı için işime başladım.


Ön Takı : (birinin)

güzel olmak
Anlamı:

1. güzelleşmek

Örnek:

1. Güzel ne güzel olmuşsun / Görülmeyi görülmeyi

1. Güzel ne güzel olmuşsun / Görülmeyi görülmeyi


güzel sanatlar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Edebiyat, müzik, resim, heykel, mimarlık, tiyatro vb. insanda coşku ve hayranlık uyandıran sanatlar


güzel yazı sanatı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Harflere güzel biçimler vererek yazma sanatı, hüsnühat, kaligrafi


güzelavrat otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Patlıcangillerden, atropin denilen zehirli ilacın çıkarıldığı pis kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki, belladonna (Atropa belladonna)


Güzelbahçe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İzmir iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : güze'lbahçe

güzelce
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Güzele yakın, güzel gibi

Örnek:

1. Kızı belki anasından biraz güzelce.

1. Kızı belki anasından biraz güzelce.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (güze'lce) İyice, adamakıllı

Örnek:

1. Kadın keçiyi sağmış, çardağın suyunu çekmiş, etrafını güzelce süpürmüştü.

1. Kadın keçiyi sağmış, çardağın suyunu çekmiş, etrafını güzelce süpürmüştü.


güzele bakmak sevaptır
Anlamı:

1. `güzele bakarken Tanrı'nın neler yarattığını düşünür ve büyüklüğünü anlarız` anlamında kullanılan bir söz


güzele kırk günde doyulur, iyi huyluya kırk yılda doyulmaz
Anlamı:

1. `değerli olan yüz güzelliği değil huy güzelliğidir` anlamında kullanılan bir söz


güzele ne yakışmaz (veya yaraşmaz)
Anlamı:

1. `güzel ne giyse yakışır` anlamında kullanılan bir söz


güzelhatun çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Nergis zambağı


güzeli herkes sever
Anlamı:

1. `bütün insanlar güzellere ve güzel olan şeylere karşı sevgi beslerler` anlamında kullanılan bir söz


güzelim
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , çok sevilen kimseye sevecenlikle yaklaşıldığında kullanılan bir söz

2. değer verilen, sevilen

Örnek:

1. Son yıllarda rant uğruna kurban edilen güzelim yerler arasına hem o çarşı hem balıkhane girdi.

1. Son yıllarda rant uğruna kurban edilen güzelim yerler arasına hem o çarşı hem balıkhane girdi.


güzelleme
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Halk edebiyatında konusu aşk olan, lirik bir şiir türü

2. müzik , müzik , müzik , müzik , Şen, sevinçli duyguları anlatan türkülerde özel bir ezgi


güzellerin talihi çirkin olur
Anlamı:

1. `güzeller kendilerine yaraşan bir yaşayışı her zaman bulamadıkları için mutsuz olurlar` anlamında kullanılan bir söz


güzelleşebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güzelleşebilmek işi