güzel


İlgili Kelimeler:

güzelavrat otu, güzel duyu, güzel güzel, güzelhatun çiçeği, güzel sanatlar, güzel yazı sanatı, bir güzel, gelişigüzel, camgüzeli, çayırgüzeli, denizgüzeli, dünya güzeli, saksıgüzeli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı

Örnek:

1. Güzel kız. Güzel çiçek.

1. Güzel kız. Güzel çiçek.

2. Yalının en güzel odası bizimdi.

2. Yalının en güzel odası bizimdi.

2. İyi, hoş

Örnek:

1. Güzel şey canım, milletvekili olmak!

1. Güzel şey canım, milletvekili olmak!

3. Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran

Örnek:

1. Güzel bir fırsat.

1. Güzel bir fırsat.

4. Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran

Örnek:

1. Güzel duygular. Güzel hareketler.

1. Güzel duygular. Güzel hareketler.

5. Görgü kurallarına uygun olan

6. Sakin, hoş (hava)

Örnek:

1. Güzel bir gece.

1. Güzel bir gece.

7. Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı

Örnek:

1. Güzel vaatler.

1. Güzel vaatler.

8. Pek iyi, doğru

Örnek:

1. Güzel güzel amma!

1. Güzel güzel amma!

9. isim , isim , isim , isim , Güzel kız veya kadın

Örnek:

1. Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar.

1. Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar.

10. isim , isim , isim , isim , Güzellik kraliçesi

11. zarf , zarf , zarf , zarf , Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimde

Örnek:

1. Arabayı koştururken boyunlarındaki ziller güzel şıngırdıyordu atların.

1. Arabayı koştururken boyunlarındaki ziller güzel şıngırdıyordu atların.

12. zarf , zarf , zarf , zarf , Adamakıllı, şiddetli

Örnek:

1. Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler.

1. Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler.