Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gevreme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevremek işi


gevremek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kolay kırılır duruma gelmek

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Ekin olgunlaşmak


gevretilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevretilmek işi


gevretilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gevreme işi yapılmak


gevretme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevretmek işi


gevretmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin gevremesini sağlamak


gevşek

İlgili Kelimeler:

gevşek ağızlı, gevşek vurgu, ağzı gevşek

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan

Örnek:

1. Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı.

1. Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Cansız, hareketsiz, iradesiz

3. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , İlgisiz, kayıtsız bir biçimde

Örnek:

1. Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var.

1. Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var.


gevşek ağızlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Geveze, boşboğaz (kimse)


gevşek vurgu
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Üzerinde vurgu olan bir ünlüden sonra, ünsüzle başlayan bir hecenin gelişiyle zayıflayan vurgu


gevşeklik

İlgili Kelimeler:

ağzı gevşeklik, belgevşekliği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşek olma durumu

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İlgisiz, kayıtsız davranış

Örnek:

1. O yıllarda hiç dayaksız çocuk okutmak hocanın gevşekliğini gösterirdi.

1. O yıllarda hiç dayaksız çocuk okutmak hocanın gevşekliğini gösterirdi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uyuşukluk, kesiklik, rehavet

Örnek:

1. Kendimde mukavemet yerine zaaf, taarruz yerine aciz, mücadele yerine gevşeklik hissediyorum.

1. Kendimde mukavemet yerine zaaf, taarruz yerine aciz, mücadele yerine gevşeklik hissediyorum.


gevşeme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşemek işi, relaks

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İsteğin, çabanın, ciddiyetin azalması

Örnek:

1. Vicdan hürriyetine değil, ahlak gevşemesine şahit oluyoruz.

1. Vicdan hürriyetine değil, ahlak gevşemesine şahit oluyoruz.

3. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Kalbin atmasında kasılmadan sonra gelen dinlenme ve içine kan dolma dönemi, diyastol

4. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Para piyasasında değer yitimi

Örnek:

1. Uluslararası piyasalarda doların gevşemesi iç piyasalara yansıdı.

1. Uluslararası piyasalarda doların gevşemesi iç piyasalara yansıdı.

5. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Öfke, kaygı, korku vb. coşkularla artan ruhsal gerilimin ve gerilen kasların normal duruma gelmesi

6. spor , spor , spor , spor , Gerilmiş vücut bölümlerinin, direnci olmadan kendi ağırlıklarıyla, bazı hareketlerle yeniden kendi durumuna gelmesi, gerilme karşıtı


gevşemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sertlik ve gerginliği bozulmak

Örnek:

1. Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti.

1. Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti.

2. Çözülmek

Örnek:

1. Boynuna dolanan kolları gevşedi.

1. Boynuna dolanan kolları gevşedi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek

Örnek:

1. Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor.

1. Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor.

4. argo , argo , argo , argo , Sevmek, hoşlanmak

5. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Para piyasasında değer yitirmek


gevşetebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşetebilmek işi


gevşetebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gevşetme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Gevşetmeye gücü yetmek


gevşetilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşetilmek işi


gevşetilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin gevşemesini sağlamak, bir şeyi gevşek duruma getirmek


gevşetiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşetme işi


gevşetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşetmek işi

Örnek:

1. Baba dehşet ve ızdırap içinde yakasını gevşetmeye uğraşır.

1. Baba dehşet ve ızdırap içinde yakasını gevşetmeye uğraşır.


gevşetmek fiil

İlgili Kelimeler:

gergevşet

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sertlik ve gerginliğini bozmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Rahatlatmak, sakinleştirmek


gevşeyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşeyebilmek işi


gevşeyebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gevşeme ihtimali veya imkânı bulunmak


gevşeyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gevşeme işi


gey
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eş cinsel erkek


Lisan : İngilizce gay

geyik

İlgili Kelimeler:

geyik böceği, geyik dikeni, geyikdili, geyik muhabbeti, geyik otu, geyikler kırkımında, alageyik, kızılgeyik, Kanada geyiği, Ren geyiği

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus)

Örnek:

1. Geyik çekti bizi kendi dağına / Tövbeler tövbesi geyik avına

1. Geyik çekti bizi kendi dağına / Tövbeler tövbesi geyik avına

2. argo , argo , argo , argo , Karısının veya bir kadın yakınının ihanetine uğramış erkek


geyik böceği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen, 20-60 milimetre boyunda kın kanatlı böcek (Lucanus cervus)