92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geyik böceği vb.ni içine alan kın kanatlılar familyası
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Alıç
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yararsız, uzun uzadıya konuşma
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sedef otugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen güzel kokulu bir bitki (Dictamnus fraxinella)
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Eğrelti otugillerden, Kuzey ve Batı Anadolu'nun kıyı kesimlerinde yetişen, yaprakları uzunca dil biçiminde çok yıllık otsu bir bitki (Scolopendrium officinale)
Telaffuz : geyi'kdili
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Geviş getirenlerden geyik, alageyik, karaca vb. hayvanları içine alan bir familya
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Hiçbir zaman
1. isim , isim , isim , isim , Dansçı ve şarkıcı Japon kadını
2. Özel olarak konuk ağırlamak için yetiştirilmiş Japon kadını
Lisan : İngilizce geisha
1. isim , isim , isim , isim , Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ge'yve
1. isim , isim , isim , isim , Yer ölçmeye yarar düğümlü ip
2. Yapı işlerinde kullanılan çekül
Lisan : Farsça gez
1. isim , isim , isim , isim , Okun, kirişe geçen ucundaki kertik
2. Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik
1. -i , -i , -i , -i , Gezdirme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Gezdirmeye gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Gezdiren kimse
1. Gezdiricimiz, büyük romancı üstüne doktora tezini hazırlayan bir genç.
1. Gezdiricimiz, büyük romancı üstüne doktora tezini hazırlayan bir genç.
2. Seyyar satıcı
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gezdirme işi yapılmak
1. Bu resimler sokak sokak gezdirildi.
1. Bu resimler sokak sokak gezdirildi.
1. isim , isim , isim , isim , Gezdirmek işi
1. Öyle laf ettim ki adamcağız gezdirmeye mecbur kaldı.
1. Öyle laf ettim ki adamcağız gezdirmeye mecbur kaldı.
1. -i , -i , -i , -i , Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak
1. Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi.
1. Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi.
2. Tanıtmak amacıyla dolaştırmak
1. Konuklara Ankara'yı gezdirdi.
1. Konuklara Ankara'yı gezdirdi.
3. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde dolaştırarak dökmek
1. Salataya yağ gezdirmek.
1. Salataya yağ gezdirmek.
4. -i , -i , -de , -de , -i , -i , -de , -de , Sürterek, değdirerek hareket ettirmek
1. Elini iki üç kere ıslak yüzünün üstünde gezdirdi.
1. Elini iki üç kere ıslak yüzünün üstünde gezdirdi.
5. Bir şeyi herkesin alması için dolaştırmak, sunmak
6. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Herhangi bir biçimde giydirmek
1. Beni eski kıyafetle gezdiriyor.
1. Beni eski kıyafetle gezdiriyor.
1. hedefe doğrultmak
1. Bağ hendeğine sinip tüfeği geze aldım.
1. Bağ hendeğine sinip tüfeği geze aldım.