92406 kayıt bulundu.
1. -e , -e , -i , -i , -den , -den , -e , -e , -i , -i , -den , -den , Getirme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Getirmeye gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Faiz
1. Yıllık getiri.
1. Yıllık getiri.
2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Kazanç
3. Yarar
1. Bu çalışmanın bana getirisi çok oldu.
1. Bu çalışmanın bana getirisi çok oldu.
1. isim , isim , isim , isim , Getirilmek işi
1. Getirilmenin sebebini bana sordun mu ayıp edersin!
1. Getirilmenin sebebini bana sordun mu ayıp edersin!
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gelmesi sağlanmak
1. Su, kocaman fıçılara doldurulup arabalarla Beykoz'a getirilir.
1. Su, kocaman fıçılara doldurulup arabalarla Beykoz'a getirilir.
1. isim , isim , isim , isim , Getirme işi
2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeksizin sağladığı gelir, rant
1. isim , isim , isim , isim , Getirim sağlayan şey, rantiye
2. Bankada bulunan paranın faiziyle veya sahibi bulunduğu hisse senedi vb. değerli evrakın geliriyle yaşayan kimse, rantçı, rantiye
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya ansızın getirmek
1. Onu bana getiriversene?
1. Onu bana getiriversene?
Telaffuz : getiri'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Getirmek işi
1. Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu.
1. Bir çocuğa tencere getirmesini tembihliyordu.
geviş getirenler, geviş getirmeyenler
1. -e , -e , -e , -e , Gelmesini sağlamak
1. Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar.
1. Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar.
2. -de , -de , -de , -de , Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak
3. -i , -i , -i , -i , Erişmek veya eriştiğini sanmak
1. Baharı getirdik.
1. Baharı getirdik.
4. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İleri sürmek
1. Örnek getirmek.
1. Örnek getirmek.
5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sebep olmak, ortaya çıkarmak
1. Bu rüzgâr kar getirir.
1. Bu rüzgâr kar getirir.
6. -i , -i , -i , -i , İletmek, bildirmek
1. Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi.
1. Bir zabit nefes nefese şu haberi getirdi.
7. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sağlamak
1. Haftada bir cuma günleri işleyen küçük bir kahve ayda ne kadar gelir getirirse...
1. Haftada bir cuma günleri işleyen küçük bir kahve ayda ne kadar gelir getirirse...
8. Bir makama atamak veya seçmek
9. yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , yardımcı fiil , Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar
1. Ateh getirmek. Nedamet getirmek.
1. Ateh getirmek. Nedamet getirmek.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Getirtme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Getirtmeye gücü yetmek
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Getirme işini yaptırmak
1. İstanbul'a telgraf çekip para getirtmekten başka çare yoktu.
1. İstanbul'a telgraf çekip para getirtmekten başka çare yoktu.
1. isim , isim , isim , isim , Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş veya köseleden yapılmış bir tozluk türü
1. Belinde manevra kayışı, ayaklarında getrler, mahmuzlar, yanında da kasatura.
1. Belinde manevra kayışı, ayaklarında getrler, mahmuzlar, yanında da kasatura.
Lisan : Fransızca guêtre
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , toplum bilimi , toplum bilimi , Avrupa ülkelerinde Yahudilerin gönüllü olarak veya zorlanarak yerleştirildikleri ve her türlü gereksinimini başka yere gitmeden karşılayabildikleri mahalle, Yahudi mahallesi
2. Bir yerleşim bölgesinin, aynı şehirden gelen insanların yerleştiği bölümü
Lisan : Fransızca ghetto
1. isim , isim , isim , isim , Van iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ge'vaş