gevşek ağızlı, gevşek vurgu, ağzı gevşek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan
1. Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı.
1. Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Cansız, hareketsiz, iradesiz
3. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , İlgisiz, kayıtsız bir biçimde
1. Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var.
1. Bu konuda gevşek davranırsanız periler diyarına akla gelmeyecek sevimsiz bir yoldan gitmek de var.