Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gezebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezebilmek işi


gezebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gezme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Gezmeye gücü yetmek


gezegen

İlgili Kelimeler:

gezegen yılı, dış gezegen, iç gezegen, küçük gezegen, gezegenler arası

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Güneş çevresinde dolanan, ondan aldıkları ışığı yansıtan gök cisimlerinin ortak adı, seyyare, planet

Örnek:

1. Gezegenlerin hareketleri nasıl kati bir nizam içinde cereyan ederse rakkaselerinki de öyledir.

1. Gezegenlerin hareketleri nasıl kati bir nizam içinde cereyan ederse rakkaselerinki de öyledir.


gezeğen
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Çok gezen (kimse)


gezegen yılı
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bir gezegenin Güneş çevresindeki dolanım süresi


gezegenler arası
Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Güneş çevresinde dolanan cisimler arasındaki boşluk


gezeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezelemek işi

2. Gelin ve damadın düğünden sonra akrabalarına yaptıkları ziyaret


gezelemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Gezinmek

Örnek:

1. Onun böyle boş saatlerinde içeri dışarı işgüzar işgüzar gezelediğini gören ihtiyarcık ezilir büzülür.

1. Onun böyle boş saatlerinde içeri dışarı işgüzar işgüzar gezelediğini gören ihtiyarcık ezilir büzülür.

2. Sıkıntılı bir durumda dolaşmak, gezinmek


gezen ayağa taş değer (veya dolar)
Anlamı:

1. `gereksiz yere gezen kişi, kendisine zararı dokunacak şeylerle karşılaşır` anlamında kullanılan bir söz


gezen kurt aç kalmaz
Anlamı:

1. `geçimini sağlamak için gezip dolaşan, şuraya buraya başvuran kişi aç kalmaz` anlamında kullanılan bir söz


gezenti
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Vaktini gezmekle geçiren, gezmeyi çok seven, gezeğen


gezgin
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gezmek, tanımak, görmek, dinlenmek amacıyla geziye çıkan (kimse), gezici, gezmen, seyyah

Örnek:

1. Yabancı gezginlerin Türkiye üzerine kitaplarında da meddahlar ve hikâyelerinin konuları üzerine bilgi buluruz.

1. Yabancı gezginlerin Türkiye üzerine kitaplarında da meddahlar ve hikâyelerinin konuları üzerine bilgi buluruz.


gezginci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Gezerek iş gören, gezici, seyyar

Örnek:

1. Hiçbir zaman yaşamadıkları şeyleri yaşıyormuş gibi davranabilecekleri bir gezginci tiyatroda, bir sirkte buluşmalarını istiyor.

1. Hiçbir zaman yaşamadıkları şeyleri yaşıyormuş gibi davranabilecekleri bir gezginci tiyatroda, bir sirkte buluşmalarını istiyor.


gezgincilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezginci olma durumu


gezginlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezgin olma durumu, turistlik, seyyahlık


gezi

İlgili Kelimeler:

gezi yazısı, dış gezi, çalışma gezisi, iş gezisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat

2. Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk

Örnek:

1. Kafile, rol alan şahıslar tarafından yapılan türlü oyunlarla geziyi tamamlar.

1. Kafile, rol alan şahıslar tarafından yapılan türlü oyunlarla geziyi tamamlar.

3. Gezilip hava alınacak yer

4. Gezinti yeri

Örnek:

1. İnönü gezisi. Taksim gezisi.

1. İnönü gezisi. Taksim gezisi.


gezi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş

Örnek:

1. Yalnız omuz başlarını örten, kısa kollu, gezi gibi yarı sert kumaştan, yakasız bir yaz ceketiydi.

1. Yalnız omuz başlarını örten, kısa kollu, gezi gibi yarı sert kumaştan, yakasız bir yaz ceketiydi.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kumaştan yapılan


Lisan : Farsça gezī

Telaffuz : gezi:

gezi yazısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezilip görülen yerleri, özelliklerini, oralardaki insanların yaşantılarını, geleneklerini anlatan düzyazı


gezici

İlgili Kelimeler:

gezici kütüphane, gezici topluluk

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gezgin

Örnek:

1. Gezici esnaf.

1. Gezici esnaf.

2. Halka yardım amacıyla hizmet götüren


gezici kütüphane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Halka eğitim ve öğretim amacıyla götürülen kitaplık hizmeti


gezici topluluk
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Belli bir yeri olmayıp özel araçlarla dolaşarak oyunlar sergileyen topluluk


gezicilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezici olma durumu


geziliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezilme işi


gezilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezilmek işi


gezilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gezme işi yapılmak, dolaşılmak

Örnek:

1. Bugün müzeler gezildi. Bu kılıkla sokakta gezilmez.

1. Bugün müzeler gezildi. Bu kılıkla sokakta gezilmez.