92406 kayıt bulundu.
doku bilimi, doku bozukluğu, doku ekimi, doku uyuşmazlığı, bağ doku, bağlantı doku, besi doku, büyütken doku, destek doku, kan doku, kas doku, katılgan doku, kemik doku, kıkırdak doku, özek doku, ölü doku, pek doku, sert doku, sıkı doku, sinir doku, sümük doku, sünger doku, sürgen doku, yağ doku, besi dokusu, korun dokusu, özümleme dokusu, palizat dokusu
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir bütünün yapısı ve özelliği
1. isim , isim , isim , isim , Canlılardaki dokuların oluşum, evrim ve birleşimini inceleyen bilim dalı, histoloji
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Yara, darbe, iltihap, ur vb. sebeplerle bir organda ortaya çıkan bozukluk, yıpranma, lezyon
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Vücuda herhangi bir işlevi yerine getirmesi için doku yerleştirme, implant
1. isim , isim , isim , isim , Doku naklinde hücre zarlarındaki proteinlerin uyumsuzluğu
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düşünce ayrılığı içinde olma
kırık dökük, yıkık dökük
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dökülmüş
1. Başasistanın saçları dökük olduğundan onu doçent filan sanıyordu.
1. Başasistanın saçları dökük olduğundan onu doçent filan sanıyordu.
2. Çok eskimiş
3. Dökümlü
1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Dökülme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dökülme özelliği olan
2. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde daha çok şıralık olarak üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm
1. isim , isim , isim , isim , Dökülmek işi
1. Tahtaları oynattığında üzerine topraklar dökülmeye başladı.
1. Tahtaları oynattığında üzerine topraklar dökülmeye başladı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak
1. Bekliyorum. Bir gül döküldü vazoda / Bekliyorum. Ses yok ölgün piyanoda
1. Bekliyorum. Bir gül döküldü vazoda / Bekliyorum. Ses yok ölgün piyanoda
2. Kumaş dökümlü olmak
3. Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak
4. -e , -e , -e , -e , Düşmek
1. Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde dört kişiydik.
1. Bizim motor ikiye bölünüp suya döküldüğümüzde dört kişiydik.
5. Çıkmak, ortaya konulmak
1. Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu.
1. Âdeta düşünmeksizin kaleminden masal sahnelerine benzeyen dağ, dere, uçurum resimleri dökülüyordu.
6. Kaplamak, yayılmak
1. Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor.
1. Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkın üstüne bir toprak rengi dökülüyor.
7. -e , -e , -e , -e , Salınmak, serbest bırakılmak
1. Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı.
1. Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı.
8. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Kır, sokak vb. yerlerde insanlar çokça birikmek
1. Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü.
1. Bahar o sene erken gelmiş, herkes tarlalara dökülmüştü.
9. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok eskimiş olmak, değerini ve güzelliğini yitirmek
1. Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek.
1. Yaşayan, var olan her şey eskiyip dökülecek.
10. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok yorgun, hasta olmak
1. Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler.
1. Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler.
11. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Akarsular, göl veya denize akmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya kısa sürede dökülmek
1. İstanbul üzerine yazan yabancıların da ağzından bazen olur olmaz sözler dökülüveriyor.
1. İstanbul üzerine yazan yabancıların da ağzından bazen olur olmaz sözler dökülüveriyor.
Telaffuz : dökülü'vermek
dökümevi, dökümhane, yaprak dökümü
1. isim , isim , isim , isim , Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi
2. Kumaşın dökümlü olma niteliği
3. Bir şeyi ayrıntılı olarak ortaya koyma
4. Dökülme zamanı
1. Yaprak dökümü.
1. Yaprak dökümü.
5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kalıba dökülerek yapılan
1. ayrıntılı hesap listesini toplu olarak göstermek
1. Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim.
1. Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim.
dokumahane, dokuma tezgâhı, petek dokuma, tel dokuma
1. isim , isim , isim , isim , Dokumak işi, tekstil
1. Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.
1. Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.
2. Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen
4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş)
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yapı, oluşum
1. Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim.
1. Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim.