92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Dokuma işinin yapıldığı makine veya araç
1. Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm.
1. Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm.
1. isim , isim , isim , isim , Kumaş dokuyan veya dokuma ticareti yapan kimse, dokuyucu
1. On iki yaşından beri on beş yıl dokumacı olarak çalışmıştı.
1. On iki yaşından beri on beş yıl dokumacı olarak çalışmıştı.
1. isim , isim , isim , isim , Dokuma tezgâhlarının bulunduğu ve çalıştığı yer
1. Üç yüz otomatik dokuma tezgâhının, kulakları sağır eden bir şakırtıyla çalıştığı dokumahane toz içindeydi.
1. Üç yüz otomatik dokuma tezgâhının, kulakları sağır eden bir şakırtıyla çalıştığı dokumahane toz içindeydi.
Lisan : Türkçe dokuma + Farsça ḫāne
Telaffuz : dokumaha:ne
1. -i , -i , -i , -i , Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
1. Orada kilim dokuyan kadınların arasında yaşam savaşı veriyordu.
1. Orada kilim dokuyan kadınların arasında yaşam savaşı veriyordu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dokuması olan
2. Dokunmuş
1. Ayağındaki seyrek dokumalı çorabından utanarak beni önüne doğru itip arkamdan yürüdü.
1. Ayağındaki seyrek dokumalı çorabından utanarak beni önüne doğru itip arkamdan yürüdü.
1. isim , isim , isim , isim , Belge
1. Dostumun dokümanlarından çok güzel bilgiler edinmiştim.
1. Dostumun dokümanlarından çok güzel bilgiler edinmiştim.
Lisan : Fransızca document
1. isim , isim , isim , isim , Belgeleme
1. Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi.
1. Esaslı dokümantasyona ve teknik hünerlere karşın, en büyük handikapları, bu yaşanmışlık sıcaklığından yoksun oluşları idi.
Lisan : Fransızca documentation
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belgesel
1. Dokümanter film.
1. Dokümanter film.
Lisan : Fransızca documentaire
1. isim , isim , isim , isim , Fabrikalarda döküm yapılan yer, dökümhane
Telaffuz : dökü'mevi
1. isim , isim , isim , isim , Dökümevi
Lisan : Türkçe döküm + Farsça ḫāne
Telaffuz : dökümha:ne
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Niteliğinden ötürü kolayca istenilen biçim verilebilen (kumaş)
1. -e , -e , -e , -e , Dokunma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Hatta hepsinden daha da iğrenç görünen sülüğün bile, insanoğluna faydası dokunabiliyordu.
1. Hatta hepsinden daha da iğrenç görünen sülüğün bile, insanoğluna faydası dokunabiliyordu.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Birçok omurgasız hayvanın başında bulunan, dokunmaya, tutmaya yarayan hareketli uzantı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Etkili, insanın içine işleyen, müessir, patetik
1. Seni anlıyorum kızım, dedim. Aklıma daha dokunaklı bir söz gelmedi.
1. Seni anlıyorum kızım, dedim. Aklıma daha dokunaklı bir söz gelmedi.
1. zarara uğramak, harap olmak
1. Yangın çıkıp da okul büyük ölçüde dokunca görünce Galatasaray Lisesi buraya taşınmıştır.
1. Yangın çıkıp da okul büyük ölçüde dokunca görünce Galatasaray Lisesi buraya taşınmıştır.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zararlı
1. Birisine yararlı olan, başka birisine dokuncalı olabilir.
1. Birisine yararlı olan, başka birisine dokuncalı olabilir.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zararsız
1. Bu iki şiir, kalıp bakımından dokuncasız, biçim bakımından ise başarısızdır.
1. Bu iki şiir, kalıp bakımından dokuncasız, biçim bakımından ise başarısızdır.