92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Çalışan kadınlara doğum öncesi başlayıp doğumdan sonraki belli bir süreye kadar verilen yasal izin
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Doğumların sınırlandırılması veya istemeyerek gebe kalmanın önlenmesi için uygulanan yöntemlerin bütünü
1. isim , isim , isim , isim , Doğum yaparken duyulan sancı
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yeni bir duruma geçilirken çekilen zorluklar
1. isim , isim , isim , isim , Doğumevi
Lisan : Türkçe doğum + Farsça ḫāne
Telaffuz : doğumha:ne
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belirli bir yılda doğmuş, tevellütlü
1. 1995 doğumlular askere çağrıldı.
1. 1995 doğumlular askere çağrıldı.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğumdan, soydan gelen
1. Doğumsal kalp hastalıkları.
1. Doğumsal kalp hastalıkları.
1. -i , -i , -i , -i , Doğurma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi.
1. Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Hayvanların yavru doğurma yoluyla üreyen sınıfı
1. Balina doğuranlardandır.
1. Balina doğuranlardandır.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok doğuran
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Verimli
1. Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi.
1. Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok eser veren, velut
1. Doğurgan bir yazar olmanın genel kültürle bağlantılı ilişkisini yadsıyacak değilim.
1. Doğurgan bir yazar olmanın genel kültürle bağlantılı ilişkisini yadsıyacak değilim.
1. isim , isim , isim , isim , Ortaya çıkan sonuç
1. Doğudaki göç ve bunun doğurguları toplantıda tartışıldı.
1. Doğudaki göç ve bunun doğurguları toplantıda tartışıldı.
mantardoğuran
1. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
1. Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor.
1. Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
1. Bir kıvılcım isyan havası doğuruyor ve zor önlemlerin alınmasına yol açıyor.
1. Bir kıvılcım isyan havası doğuruyor ve zor önlemlerin alınmasına yol açıyor.