1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok doğuran
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Verimli
1. Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi.
1. Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok eser veren, velut
1. Doğurgan bir yazar olmanın genel kültürle bağlantılı ilişkisini yadsıyacak değilim.
1. Doğurgan bir yazar olmanın genel kültürle bağlantılı ilişkisini yadsıyacak değilim.