Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dinsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dinî


dinsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dinî inancı olmayan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Acımasız


dinsizin hakkından imansız gelir
Anlamı:

1. `acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen.

1. Bana yollarsın onu, dinsizin hakkından imansız gelir, korkma sen.


dinsizleşebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinsizleşebilmek işi


dinsizleşebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinsizleşme ihtimali bulunmak


dinsizleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinsizleşmek işi


dinsizleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinsiz duruma gelmek


dinsizleştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinsizleştirilmek işi


dinsizleştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinsiz duruma getirilmek


dinsizleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinsizleştirmek işi


dinsizleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dinsiz duruma getirmek


dinsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinsiz olma durumu

Örnek:

1. Nasıldan, niçinden uzaktır davranışlarım; din de umurumda değil, dinsizlik de.

1. Nasıldan, niçinden uzaktır davranışlarım; din de umurumda değil, dinsizlik de.


dip

İlgili Kelimeler:

dip ağı, dip balıkçılığı, dip bucak, dipdam, dip dibe, dip doruk, dip koçanı, dipnot, fincandibi, kazandibi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü

Örnek:

1. Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor.

1. Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor.

2. Taban

Örnek:

1. Tencerenin dibi.

1. Tencerenin dibi.

3. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı

Örnek:

1. Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi.

1. Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi.

4. Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü

Örnek:

1. Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu.

1. Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu.

5. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Arka, kıç

Örnek:

1. Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir.

1. Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir.


dip ağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Palamut vb. balıkları avlamak için denizin dibine atılan ağ


dip balıkçılığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dipte yaşayan su ürünlerinin avlanılma işi


dip bucak
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ayrıntılı bir biçimde


dip dibe
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yan yana sıkışmış olarak

Örnek:

1. Odunlara karşı bir portakal sandığının üstünde dip dibe oturuyorlardı.

1. Odunlara karşı bir portakal sandığının üstünde dip dibe oturuyorlardı.


dip doruk
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Baştan aşağı, dipten tepeye kadar


dip koçanı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hesap çıkarmaya, gerektiğinde koparılan parça ile karşılaştırma yapmaya yarayan ve yaprakları deftere bağlı olan bölüm


dipçik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tüfek vb. silahların namlu gerisinde bulunan, atış sırasında silahın omza dayanmasını veya tabancanın elle kavranmasını sağlayan taban bölümü

Örnek:

1. Canı çıkıncaya kadar dipçiklerle dövdüler.

1. Canı çıkıncaya kadar dipçiklerle dövdüler.


dipçikleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dipçiklemek işi


dipçiklemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dipçikle vurmak


dipçikleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dipçiklenme işi


dipçiklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dipçiklenmek işi


dipçiklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dipçikle vurulmak