Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dinime küfreden (veya söven veya dahleden) bari Müslüman olsa
Anlamı:

1. başkalarını eleştirirken kendisi de aynı yanlışı yapan kimse için kullanılan bir söz


dinine yandığım
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , öfke, kızgınlık vb. duyguları belirtmek için kullanılan bir ilenme sözü


diniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinme işi


diniverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinivermek işi


dinivermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya ansızın dinmek

Örnek:

1. Eli yarama dokunur dokunmaz bütün sızılarım birden diniverecek.

1. Eli yarama dokunur dokunmaz bütün sızılarım birden diniverecek.


Telaffuz : dini'vermek

dink
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Pirinci kabuğundan ayırmak veya bulgur dövmek için kullanılan dibek

2. Şayak, aba vb.ni dövmek için kullanılan araç


dinleme

İlgili Kelimeler:

dinleme salonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlemek işi

Örnek:

1. Bir süredir günün değişik saatlerinde aşağıyı dinlemeyi huy edinmişti.

1. Bir süredir günün değişik saatlerinde aşağıyı dinlemeyi huy edinmişti.


dinleme salonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Müzik, tiyatro eserlerini dinletmek, radyo televizyon yayınları yapmak veya ses kaydetmek amacıyla akustiği sağlanmış salon, oditoryum


dinlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İşitmek için kulak vermek

Örnek:

1. Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim.

1. Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim.

2. Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak

Örnek:

1. Beni dinlersen bu işten vazgeç.

1. Beni dinlersen bu işten vazgeç.

3. Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek

Örnek:

1. Doktor kalkar. Kulağını bu gösterilen yere dayar. Dinler.

1. Doktor kalkar. Kulağını bu gösterilen yere dayar. Dinler.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uymak, baş eğmek, itaat etmek

Örnek:

1. Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar.

1. Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar.


dinlence
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tatil


dinlendirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlendirebilmek işi


dinlendirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dinlendirme ihtimali veya imkânı bulunmak


dinlendirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlendirilmek işi


dinlendirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinlenmesi sağlanmak


dinlendirme

İlgili Kelimeler:

çerağ dinlendirme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlendirmek işi


dinlendirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dinlenmesini sağlamak

Örnek:

1. Arada bir yorgun başımı dinlendirmek üzere Suadiye taraflarında tek başıma gezmeye çıkıyorum.

1. Arada bir yorgun başımı dinlendirmek üzere Suadiye taraflarında tek başıma gezmeye çıkıyorum.

2. Durulmaya bırakmak

3. Tarlayı nadasa bırakmak

Örnek:

1. Tarlayı dinlendirmek.

1. Tarlayı dinlendirmek.

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Yanan lamba, ateş vb.ni söndürmek


dinlenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlenebilmek işi


dinlenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinlenme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Halktan biri olarak oturup dinlenebileceğiniz ucuz bir kahve kalmamıştır artık.

1. Halktan biri olarak oturup dinlenebileceğiniz ucuz bir kahve kalmamıştır artık.


dinlenilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlenilmek işi


dinlenilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Dinlenme işi yapılmak


dinleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlenme işi


dinlenme

İlgili Kelimeler:

dinlenme salonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlenmek (I) işi, istirahat

Örnek:

1. Kendisine bir yere oturup dinlenmeyi teklif ettim.

1. Kendisine bir yere oturup dinlenmeyi teklif ettim.


dinlenme
Anlamı:

1. Dinlenmek (II) işi


dinlenme salonu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstirahat etmek, dinlenmek için ayrılmış salon


dinlenmek fiil

İlgili Kelimeler:

durup dinlenmeden

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek

Örnek:

1. Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı.

1. Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı.

2. Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir süre bekletmek