Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
dipçikletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dipçikletmek işi


dipçikletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Dipçikleme işini yaptırmak


dipçikleyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dipçikleme işi


dipçikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dipçiği olan (tüfek)


dipdam
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Hapishane

Örnek:

1. Meyrem'im Meyrem'im çakır Meyrem'im / Senin için dipdamları boylarım

1. Meyrem'im Meyrem'im çakır Meyrem'im / Senin için dipdamları boylarım


Telaffuz : di'pdam

dipdinç
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok sağlıklı, çok canlı


Telaffuz : di'pdinç

dipdiri
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok diri, çok canlı

Örnek:

1. O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini.

1. O gün çözer gibi olmuştu Kütahya çinilerindeki dipdiri renklerin gizini.


Telaffuz : di'pdiri

dipfriz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Derin dondurucu


Lisan : İngilizce deep freeze

Telaffuz : di'pfriz

diplarya
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Pisi balığının küçüğü


Lisan : Rumca

Telaffuz : dipla'rya, l ince okunur

dipleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diplemek işi


diplemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Bitkiyi kökünden sökmek

2. İçilecek bir şeyi dibine kadar içmek


dipli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dibi olan


diploit
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , İki kromozom takımı taşıyan hücre veya organizma


Lisan : Fransızca diploïde

Telaffuz : l ince okunur

diploma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kimseye herhangi bir okulu veya öğrenim programını başarıyla tamamladığını, bir derece veya unvanı kullanmaya hak kazandığını, bir iş, sanat veya meslek dalında çalışabilme yetkisi elde ettiğini belirtmek için bir öğretim kurumu tarafından düzenlenip verilen resmî belge, icazetname, şehadetname

Örnek:

1. Çoğunlukla üniversite diploması alabilmek uğruna kendini paralayan bir gençlikle karşı karşıyayız.

1. Çoğunlukla üniversite diploması alabilmek uğruna kendini paralayan bir gençlikle karşı karşıyayız.


Lisan : İtalyanca diploma

Telaffuz : l ince okunur

diplomalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Diploması olan

2. Yetkisi diploma ile belgelenmiş

Örnek:

1. Diplomalı terzi.

1. Diplomalı terzi.


diplomalılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diplomalı olma durumu


diplomasi

İlgili Kelimeler:

kamu diplomasisi, mekik diplomasisi, telefon diplomasisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uluslararası ilişkileri düzenleyen antlaşmalar bütünü

2. Yabancı bir ülkede ve uluslararası toplantılarda ülkesini temsil etme işi ve sanatı

3. Bu işte çalışan kimsenin görevi, mesleği

Örnek:

1. Benim için diplomasinin birbirinden tuhaf birçok icaplarına uymak belki mümkün olmuştur.

1. Benim için diplomasinin birbirinden tuhaf birçok icaplarına uymak belki mümkün olmuştur.

4. Bu görevlilerin oluşturduğu topluluk

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Güç bir görüşme sırasında gösterilen ustalık ve beceriklilik


Lisan : Fransızca diplomatie

Telaffuz : l ince okunur

diplomasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Diploması olmayan

2. Diploması olması gereken bir meslekte, diploması olmadan çalışan


diplomasızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diplomasız olma durumu


diplomat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dış politikayla uğraşan ve ülkesini temsil etmekle görevlendirilen kimse

Örnek:

1. Hem, bu çeşit amiyane işler diplomatın nesine?

1. Hem, bu çeşit amiyane işler diplomatın nesine?

2. Teksir yapmak için kullanılan bir mumlu kâğıt türü

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İlişkilerinde kurnaz, becerikli olan


Lisan : Fransızca diplomate

Telaffuz : l ince okunur

diplomatça
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Diplomata yakışan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (diploma'tça, l ince okunur) Diplomata yakışır bir biçimde, diplomat gibi

3. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , (diploma'tça, l ince okunur) Kurnazlıkla, açıkgözlülükle


diplomatik

İlgili Kelimeler:

diplomatik dil, diplomatik yol

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Diplomasi ile ilgili

Örnek:

1. O, diplomatik toplantıların Viyana'da başlıca simalarındandı.

1. O, diplomatik toplantıların Viyana'da başlıca simalarındandı.


Lisan : Fransızca diplomatique

diplomatik dil
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diplomasi alanında kullanılan dil


diplomatik yol
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diplomasi alanında tutulan yöntem, belirlenen tarz

Örnek:

1. Bu vaziyette, elbette işgal meselesinin diplomatik yollardan çözülmesinden yanayım.

1. Bu vaziyette, elbette işgal meselesinin diplomatik yollardan çözülmesinden yanayım.


diplomatlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Diplomat olma durumu

Örnek:

1. Evinde rahat rahat oturacağına niye fırkacılığa, diplomatlığa kalkmıştı?

1. Evinde rahat rahat oturacağına niye fırkacılığa, diplomatlığa kalkmıştı?

2. Diplomasi