92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sayfa kenarına kaydedilen yazı, çıkma
1. Bir derkenar yazacak oldu ancak ona da karar veremedi.
1. Bir derkenar yazacak oldu ancak ona da karar veremedi.
Lisan : Farsça derkenār
Telaffuz : derkena:rı
1. isim , isim , isim , isim , Koleksiyon
2. Bir dilin türlü kullanım alanlarından derlenmiş örneklerinin dil bilgisi ve kuramsal dil bilimi araştırmalarında kullanılmak üzere bilgisayar tarafından okunabilecek biçimde bir araya getirilmiş kümesi
1. isim , isim , isim , isim , Derlemek işi, tedvin
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Seçilip toplanmış
1. Derleme sözler.
1. Derleme sözler.
1. -i , -i , -i , -i , Seçme yaparak toplamak, bir araya getirmek, tedvin etmek
2. Düzgün bir biçimde toplamak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Derlenme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Derleme işi yapılmak, toplanmak, düzene girmek
1. isim , isim , isim , isim , Derleme yapan kimse, derlemeci
1. Zaten bugün elimizdeki örneklerin çoğunluğu görgü tanığı derleyicilerinin saptadığı örneklerdir.
1. Zaten bugün elimizdeki örneklerin çoğunluğu görgü tanığı derleyicilerinin saptadığı örneklerdir.
1. dağınık olan şeyleri bir araya getirip düzenlemek, düzene sokmak
1. Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi.
1. Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi.
2. Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor.
2. Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor.