92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Örneği ceviz olan, taçsız iki çeneklilerden bir bitki familyası
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Cevizden yapılmış veya cevizi andıran
Lisan : Arapça cevzī
Telaffuz : cevi:zi:
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Cevizi olan, ceviz katılmış
1. Cevizli tel kadayıfına gönül verene de rastlanıyor.
1. Cevizli tel kadayıfına gönül verene de rastlanıyor.
çevre açı, çevre bilimleri, çevre felaketi, çevre kirliliği, çevre sağlığı, çevre teker, çevre temizlik vergisi, çevre yolu, dış çevre, kültür çevresi, sandık çevresi, seçim çevresi, yargı çevresi
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi
1. Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır.
1. Büyük kentlerin çevreleri gecekondularla sarılmıştır.
2. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam
1. Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim.
1. Ayrıca ben, oldukça kapalı bir çevrede yetişmiştim.
3. Yağlık
1. Geçen gün sandığı karıştırırken elime işlemeli çevreler geçti.
1. Geçen gün sandığı karıştırırken elime işlemeli çevreler geçti.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit
1. Burada hükûmet çevrelerinin de övgüye değer davranışını belirtmek gerekir.
1. Burada hükûmet çevrelerinin de övgüye değer davranışını belirtmek gerekir.
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit
1. Babanın ve çevresinin var güçleri ile destekledikleri düşünülebilir.
1. Babanın ve çevresinin var güçleri ile destekledikleri düşünülebilir.
6. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst
7. matematik , matematik , matematik , matematik , Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi
8. toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , toplum bilimi , Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü
1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Geometride, bir çemberin iç bölgesinde, köşesi çember üzerinde bulunan açı
1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli bilim dallarını içerisinde toplayan, insan doğa ilişkilerini ve çevre sorunlarını inceleyen, uygulamalı ve disiplinler arası bilimler
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çevre bilimleriyle ilgili, çevre bilimlerine dayanan
1. isim , isim , isim , isim , Doğal kaynakların aşırı ve yanlış kullanılması, tahrip edilmesi sonucunda çevrede dengenin olumsuz yönde bozulması ve birtakım sorunların ortaya çıkması
1. isim , isim , isim , isim , Belli bir çevrede yaşayan kişilerin sağlığını etkileyen dış faktörler ve alınan önlemler
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sap ve kökte, merkez bölümünün en dış kuşağı
1. isim , isim , isim , isim , Belediyenin mücavir alan sınırları içinde bulunan ve katı atık toplama hizmetinden yararlanan konut ve iş yeri sahiplerinden alınan vergi, çöp vergisi
1. isim , isim , isim , isim , Şehir trafiğini aksatmamak amacıyla yerleşim yerinin dışından geçen ve şehir yollarına bağlanan ana yol
1. isim , isim , isim , isim , Çevre kirliliği sorunlarıyla uğraşan kimse veya topluluk
1. isim , isim , isim , isim , Çevrecinin yaptığı iş
1. İlginç bir sonuç da çevreciliğin, barışsever akımlarla çakıştığıdır.
1. İlginç bir sonuç da çevreciliğin, barışsever akımlarla çakıştığıdır.
1. -i , -i , -i , -i , İçine almak
1. Açık başımı çevreleyen beyaz saçlarım.
1. Açık başımı çevreleyen beyaz saçlarım.
2. Kuşatmak, sarmak, ihata etmek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir konunun sınırlarını çizmek, tahdit etmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kuşatılmak, sınır içine alınmak, tahdit edilmek
1. Her iki ucuna da gerçek çiçeklerin yetiştirilebilmesi için iki büyük mermer saksı iliştirilmiş bir taş duvarla çevrelenmişti.
1. Her iki ucuna da gerçek çiçeklerin yetiştirilebilmesi için iki büyük mermer saksı iliştirilmiş bir taş duvarla çevrelenmişti.
2. Örtülmüş
1. Annemin beyaz namaz beziyle çevrelenmiş başı kapıdan uzanmıştı.
1. Annemin beyaz namaz beziyle çevrelenmiş başı kapıdan uzanmıştı.