92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Çevreleme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Çevrelemeye gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Marangozlukta, mimarlıkta ve dülgerlikte kullanılan bütün kenar parçaları
1. isim , isim , isim , isim , Anlayış, kavrayış, görüş, düşünce gücü
1. Arada sırada da olsa böyle buluşup konuşmak çok güzel oluyor, insanın çevreni genişliyor.
1. Arada sırada da olsa böyle buluşup konuşmak çok güzel oluyor, insanın çevreni genişliyor.
2. Ufuk, göz erimi
1. -e , -e , eskimiş , eskimiş , -e , -e , eskimiş , eskimiş , Eziyet etmek
1. Yol ortasında bir kıza sataşmak, cevretmek, yangından mal kaçırır gibi kapıp kaçıvermek kadar küstahlık olmaz.
1. Yol ortasında bir kıza sataşmak, cevretmek, yangından mal kaçırır gibi kapıp kaçıvermek kadar küstahlık olmaz.
Lisan : Arapça cevr + Türkçe etmek
Telaffuz : ce'vretmek
1. isim , isim , isim , isim , Bir söz veya davranışı görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme, tevil
2. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Girdap
1. Hava çevrisi şiddetli olduğundan ağaçları söker, yapıları yıkar.
1. Hava çevrisi şiddetli olduğundan ağaçları söker, yapıları yıkar.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çevrilmiş, dönük
1. Bu gücün içeriye ve dışarıya çevrik belirtileri insan için hep yararlıdır.
1. Bu gücün içeriye ve dışarıya çevrik belirtileri insan için hep yararlıdır.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çevrilme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. sıfat , sıfat , ekonomi , ekonomi , sıfat , sıfat , ekonomi , ekonomi , Serbestçe dövize çevrilebilen (para), konvertibl
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Paranın serbestçe dövize çevrilebilirliği, konvertibilite
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çevrilmiş, kuşatılmış
1. Bizim lokantanın üzeri, yanları, karşısı büyük büyük apartmanlarla çevriliydi.
1. Bizim lokantanın üzeri, yanları, karşısı büyük büyük apartmanlarla çevriliydi.
2. Dönük
1. isim , isim , isim , isim , Çevrilmek işi
1. Ateşler yakılıp kuzular ve piliçler çevrilmeye başlandı.
1. Ateşler yakılıp kuzular ve piliçler çevrilmeye başlandı.
1. -e , -e , -e , -e , Çevirme işine konu olmak
1. Futbol sahasının karşısında, sağ tarafta yüksek tel örgüyle çevrilmiş iki tenis kortu bulunuyordu.
1. Futbol sahasının karşısında, sağ tarafta yüksek tel örgüyle çevrilmiş iki tenis kortu bulunuyordu.
2. Kendini çevirmek, birine dönmek
1. Nerde güzel görsen ona çevrilme / Bizim ilde cana kıyar beyler var
1. Nerde güzel görsen ona çevrilme / Bizim ilde cana kıyar beyler var
çevrim dışı, çevrim içi
1. isim , isim , isim , isim , Devir
2. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir elektrik akımının iletken üzerinde aldığı yol, devre
3. fizik , fizik , fizik , fizik , Elektrik enerjisinin bir başka enerjiye dönüştürülmesi
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilgisayar sisteminde sunucuya bağlı ve çalışır durumda olmama
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilgisayar sisteminde sunucuya bağlı ve çalışır durumda olma
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , İşi iyi yöneten, becerikli, idareli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çevrimle ilgili veya çevrim biçiminde olan, devrî