Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çekirdekten yetişme
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir işte, meslekte, küçük yaştan veya ilk kademeden başlayarak yetişmiş

Örnek:

1. Siz çekirdekten yetişme bir gazetecisiniz.

1. Siz çekirdekten yetişme bir gazetecisiniz.


çekirge

İlgili Kelimeler:

çekirge kuşu, çekirge ötleğeni, çekirge şalvar, yeşilçekirge, Afrika çekirgesi

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Düz kanatlılardan, uzun olan art bacaklarına dayanarak uzağa sıçrayabilen, birçok türü olan bir böcek (Acridium)


çekirge kuşu
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sığırcık


çekirge ötleğeni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Orta Asya ve Avrupa içlerinde yaşayan ötücü bir kuş


çekirge şalvar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Paçaları çok dar, bacak bölümü geniş olarak dikilmiş şalvar

Örnek:

1. Bizi, çekirge şalvar biçiminde bol aba pantolonlu, bıyıklı bir adam karşıladı.

1. Bizi, çekirge şalvar biçiminde bol aba pantolonlu, bıyıklı bir adam karşıladı.


çekiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekme işi

Örnek:

1. Bir düğümü bir çekişte açmak imkânını temin eden kesik ip ucunu bulunca durdular.

1. Bir düğümü bir çekişte açmak imkânını temin eden kesik ip ucunu bulunca durdular.

2. Bir motorun çekme gücü

Örnek:

1. Benim arabanın çekişi çok iyi.

1. Benim arabanın çekişi çok iyi.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Ağız kavgası


çekişe çekişe pazarlık etmek
Anlamı:

1. bir malı ucuz almak için titizce pazarlık etmek

Örnek:

1. Burada sekiz kuruşluk bir mal için benimle çekişe çekişe pazarlık edersin.

1. Burada sekiz kuruşluk bir mal için benimle çekişe çekişe pazarlık edersin.


çekişebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekişebilmek işi


çekişebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Çekişme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çekişmeye gücü yetmek

3. Çekişme becerisi bulunmak


çekişilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekişilmek işi


çekişilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çekişme işine konu olmak


çekişilmeyince pekişilmez
Anlamı:

1. `düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma ortaya çıkmaz` anlamında kullanılan bir söz


çekişken
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Çekişmeyi seven, kavgacı (kimse)


çekişli

İlgili Kelimeler:

önden çekişli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çekme gücünü ön veya arka tekerleklerden alan (araç)


çekişme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekişmek işi

Örnek:

1. Sizin şu çocuğa gebe kaldığınız anlaşılınca kocanızla aranızda bir çekişme olmuştu.

1. Sizin şu çocuğa gebe kaldığınız anlaşılınca kocanızla aranızda bir çekişme olmuştu.


çekişmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , İki yönünden karşılıklı çekmek

Örnek:

1. Halat çekişmek.

1. Halat çekişmek.

2. Bir şeyi birbirine karşı çekmek

Örnek:

1. Bıçak çekişmek.

1. Bıçak çekişmek.

3. Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek

Örnek:

1. Kura çekiştiler.

1. Kura çekiştiler.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ağız kavgası etmek

Örnek:

1. Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun.

1. Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üstün gelmek için karşılıklı çabalamak

Örnek:

1. Takımımız birincilik için çekişiyor.

1. Takımımız birincilik için çekişiyor.


çekişmeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çekişmeye yol açan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sert, çetin, zorlu bir biçimde

Örnek:

1. Maç çok çekişmeli geçti.

1. Maç çok çekişmeli geçti.


çekişmesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çekişmeye yol açmayan


çekişte
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tuzla terbiye edilmiş yeşilzeytin


çekiştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekiştirebilmek işi


çekiştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çekiştirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Çekiştirme becerisi bulunmak


çekiştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekiştirilmek işi


çekiştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çekiştirme işine konu olmak

Örnek:

1. Her gün tepeden tırnağa kasabada kim varsa çekiştiriliyordu.

1. Her gün tepeden tırnağa kasabada kim varsa çekiştiriliyordu.


çekiştiriş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekiştirme işi


çekiştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekiştirmek işi

Örnek:

1. Roman okuma günlerinde evlilik, çoluk çocuk üstüne dertleşmeler, yakınmalar, onu bunu çekiştirmeler yer almazdı.

1. Roman okuma günlerinde evlilik, çoluk çocuk üstüne dertleşmeler, yakınmalar, onu bunu çekiştirmeler yer almazdı.