Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
çekingenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekingen olma durumu

Örnek:

1. Onu inciteceğinden çekiniyor, çekingenliği gözlerinden okunuyordu.

1. Onu inciteceğinden çekiniyor, çekingenliği gözlerinden okunuyordu.


çekinik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan (soya çekim nitelikleri), resesif

Örnek:

1. Çekinik karakterler.

1. Çekinik karakterler.

2. Çekingen

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Çekingen bir biçimde

Örnek:

1. Hafta sonları çıktığı annesinin evinde, hep kıyılarda çekinik durdu.

1. Hafta sonları çıktığı annesinin evinde, hep kıyılarda çekinik durdu.


çekiniklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekinik olma durumu


çekinilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekinilmek işi


çekinilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çekinme işine konu olmak

Örnek:

1. Gerçekten hakir ve gülünç görünmekle benim için çekinilecek bir şey kalmıyormuş gibi çehremin uykuda alabileceği çirkin ve aptal şekillerden ürkerim.

1. Gerçekten hakir ve gülünç görünmekle benim için çekinilecek bir şey kalmıyormuş gibi çehremin uykuda alabileceği çirkin ve aptal şekillerden ürkerim.


çekiniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekinme işi


çekinme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekinmek işi

Örnek:

1. Hem hayatta yumuşak yüzlü olmanın, kalp kırmaktan çekinmenin hiç manası yok.

1. Hem hayatta yumuşak yüzlü olmanın, kalp kırmaktan çekinmenin hiç manası yok.


çekinmek fiil
Anlamı:

1. -den , -den , -den , -den , Saygı, korku, utanma vb. duygularla bir şeyi yapmak istememek, kaçınmak

Örnek:

1. Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim.

1. Karşı karşıya oturup yalnız kaldığımız zaman göz göze gelmekten çekindiğini de hissettim.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şey sürünmek

Örnek:

1. Sürmeler çekinmiş bir kadın.

1. Sürmeler çekinmiş bir kadın.


çekinti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duraksama, kararsızlık, tereddüt

Örnek:

1. Korkuya, hiç değilse çekintiye benzeyen bir şey de getiriyordu.

1. Korkuya, hiç değilse çekintiye benzeyen bir şey de getiriyordu.


çekip almak
Anlamı:

1. uzaklaştırmak, uğraşısına son vermek, koparmak

Örnek:

1. Beni tiyatrodan çekip alırken alıştığım yaşayışın giderlerini karşılayıp karşılayamayacağını sonradan anladım.

1. Beni tiyatrodan çekip alırken alıştığım yaşayışın giderlerini karşılayıp karşılayamayacağını sonradan anladım.


çekip çevirmek
Anlamı:

1. hâle yola koymak, yönetmek

Örnek:

1. Zavallı madam, o sakat hâliyle nasıl çekip çevirsin bu eski binayı?

1. Zavallı madam, o sakat hâliyle nasıl çekip çevirsin bu eski binayı?


çekip gitmek
Anlamı:

1. bırakıp gitmek, ayrılmak, savuşmak

Örnek:

1. Sırf bu parayı ödeyemiyorum diye çekip gitmesini bağışlamıyordu.

1. Sırf bu parayı ödeyemiyorum diye çekip gitmesini bağışlamıyordu.


çekip vurmak
Anlamı:

1. bir anda karar verip silahla öldürmek

Örnek:

1. Eğer üstümde tabanca olsa bir iki demez çekip vururdum.

1. Eğer üstümde tabanca olsa bir iki demez çekip vururdum.


çekirdek

İlgili Kelimeler:

çekirdek aile, çekirdek kahve, atom çekirdeği, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, kuyruklu yıldız çekirdeği, mermi çekirdeği, yer çekirdeği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum

Örnek:

1. Kayısı çekirdeği. Zeytin çekirdeği. Karpuz çekirdeği.

1. Kayısı çekirdeği. Zeytin çekirdeği. Karpuz çekirdeği.

2. Yenmek için satılan ayçiçeği tohumu

3. Ağaçlarda soyulmayan bölüm

4. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Bir hücrenin merkezini oluşturan cisimcik

Örnek:

1. İnsan kanındaki alyuvarlar, çekirdeği olmayan hücrelerdir.

1. İnsan kanındaki alyuvarlar, çekirdeği olmayan hücrelerdir.

5. fizik , fizik , fizik , fizik , Atom çekirdeği

6. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Kuyumculukta kullanılan ve 5 cgr'a eşit olan ağırlık ölçüsü

7. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Bir şeyin temelini oluşturan

Örnek:

1. Çekirdek kadro.

1. Çekirdek kadro.


çekirdek aile
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Anne, baba ve henüz evlenmemiş çocuklardan oluşan aile


çekirdek kahve
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekilmemiş veya dövülmemiş kahve


çekirdekçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekirdek satan kimse


çekirdekçik
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Hücre çekirdeğinin içinde tek veya birden çok bulunan yuvarlak cisim


çekirdekçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekirdekçinin yaptığı iş


çekirdeklenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çekirdeklenmek işi


çekirdeklenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çekirdek bağlamak


çekirdekli

İlgili Kelimeler:

tek çekirdekli, tek çekirdekliler

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çekirdeği olan, içinde çekirdeği bulunan


çekirdeksel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Nükleer


çekirdeksiz

İlgili Kelimeler:

çekirdeksiz üzüm, yuvarlak çekirdeksiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çekirdeği olmayan, içinde çekirdeği bulunmayan


çekirdeksiz üzüm
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ege Bölgesi'nin bağlarında sofralık olarak üretilen, ince kabuklu, beyaz renkli, taneleri küçük, kehribar sarısı renginde kurusu yapılan bir tür üzüm, yuvarlak çekirdeksiz