çekişmek

fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , İki yönünden karşılıklı çekmek

Örnek:

1. Halat çekişmek.

1. Halat çekişmek.

2. Bir şeyi birbirine karşı çekmek

Örnek:

1. Bıçak çekişmek.

1. Bıçak çekişmek.

3. Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek

Örnek:

1. Kura çekiştiler.

1. Kura çekiştiler.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Ağız kavgası etmek

Örnek:

1. Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun.

1. Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Üstün gelmek için karşılıklı çabalamak

Örnek:

1. Takımımız birincilik için çekişiyor.

1. Takımımız birincilik için çekişiyor.