92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Deniz kazalarında kullanılmak üzere gemilerde bulundurulan sal
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Denize düşenlerin kolayca belirlenip kurtarılmaları için denize bırakılan ve kazaya uğrayanların bulup kendilerini göstermeleri için kullanılan, parlak renkli, fosforlu şamandıra
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Deniz kazalarında veya gemi batmak üzereyken insanları kurtarmaya yarayan motorlu, kürekli sandal, filika
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Suda boğulma tehlikesine karşı kullanılan ve sudan hafif maddelerden, büyük simit veya yelek biçiminde yapılmış araç, can simidi
1. Kayıkta kaç tane cankurtaran simidi var? diye sordular.
1. Kayıkta kaç tane cankurtaran simidi var? diye sordular.
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Yelek biçiminde yapılmış cankurtaran aracı, can yeleği
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Seve seve, her şeyi göze alarak, var gücüyle
1. İnsan son nefesinde bile olsa ümidini kesmiyor, hayata daha canla başla sarılıyor.
1. İnsan son nefesinde bile olsa ümidini kesmiyor, hayata daha canla başla sarılıyor.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Canlanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. -i , -i , -i , -i , Canlandırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Canlandırma becerisi bulunmak
3. Canlandırmaya gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Canlılık veren, canlılık kazandıran şey
2. Bir canlı resim veya şema filmi için hareketliliği sağlayan tek tek resimleri yapan sanatçı
3. Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapan kimse, animatör
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Canlandırılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Canlandırma işine konu olmak
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Ortada kalan kalıntılarına göre bir eserin ana tasarısına uygun olarak yeniden çizimi
1. -i , -i , -i , -i , Çabucak canlandırmak
Telaffuz : canlandırı'vermek
1. isim , isim , isim , isim , Canlandırmak işi
1. Küçük kafasında kendisini çağırtan ihtiyar kadının hayalini canlandırmaya çalışıyordu.
1. Küçük kafasında kendisini çağırtan ihtiyar kadının hayalini canlandırmaya çalışıyordu.
2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Kişileştirme
3. Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapma, animasyon
4. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Tek tek resimleri veya hareketsiz cisimleri gösterim sırasında hareket duygusu verebilecek bir biçimde düzenleme ve filme aktarma işi, animasyon
5. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Geçmiş bir olayın gelişmesini ve sonucunu aynı biçimde yansıtarak sunma
6. tıp , tıp , tıp , tıp , Solunumu ve kalbi durmuş olan hastaya yaşama döndürülmesi için yapılan işlemler bütünü
1. -i , -i , -i , -i , Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak
2. Yaşatmak, birinin kılığına girmek
3. Canlılık, tazelik, dirilik getirmek
1. Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden.
1. Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden.
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yoğunluk, etkinlik kazandırmak
1. Şu ocağı canlandır, sonra yanıma gel.
1. Şu ocağı canlandır, sonra yanıma gel.
5. tıp , tıp , tıp , tıp , Yaşama döndürmek
6. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Bir karakteri oynamak, ona kişilik vermek
1. Anlatsam uzun sürer hem belki sıkar canı / Bari canlandırayım sahnede bu destanı
1. Anlatsam uzun sürer hem belki sıkar canı / Bari canlandırayım sahnede bu destanı