Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
cansız düşmek
Anlamı:

1. hastalık veya yorgunluk yüzünden bitkin bir duruma gelmek


cansız hedef
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , İnsan ve hayvan dışında ateş etmek için seçilen hedef


cansızca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Cansız bir biçimde, cansızcasına


Telaffuz : cansı'zca

cansızcasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Cansızca


Telaffuz : cansı'zcasına

cansızlaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cansızlaşabilmek işi


cansızlaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Cansızlaşma ihtimali bulunmak


cansızlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cansızlaşmak işi


cansızlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Cansız duruma gelmek


cansızlaştırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cansızlaştırılmak işi


cansızlaştırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Cansız duruma getirilmek


cansızlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cansızlaştırmak işi


cansızlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Cansız duruma getirmek

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Bir dişin canlı dokusunu yok etmek


cansızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cansız olma durumu

2. Hareketsizlik


çanta

İlgili Kelimeler:

çanta çiçeği, çantada keklik, şifreli çanta, avcı çantası, beslenme çantası, çobançantası, ecza çantası, el çantası, evrak çantası, ilk yardım çantası, para çantası, plaj çantası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kösele, meşin, kumaş vb. hafif malzemeden yapılıp büyüklüğüne göre para, evrak, yiyecek vb. koyup taşımaya yarayan kap

Örnek:

1. Yanından hiç ayırmadığı çantasında bir kütüphane bulursunuz.

1. Yanından hiç ayırmadığı çantasında bir kütüphane bulursunuz.


Telaffuz : ça'nta

çanta çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, beyaz, erguvani veya sarı renkli bir süs bitkisi


çantacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çanta yapan veya satan kimse


çantacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çantacının yaptığı iş


çantada keklik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Ele geçirilmesi, elde edilmesi kolay olan, torbada keklik

Örnek:

1. Merak etme, tam tabiriyle o çantada keklik artık.

1. Merak etme, tam tabiriyle o çantada keklik artık.


çantadan yetişmek
Anlamı:

1. bir mesleği eğitim görmeden deneyimlerle kazanmak


çantalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çantası olan

Örnek:

1. Kompartımana eli çantalı bir tahsildar düştü.

1. Kompartımana eli çantalı bir tahsildar düştü.


çantasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çantası olmayan


çap

İlgili Kelimeler:

açısal çap, dış yarıçap, iç yarıçap, yarıçap, küçük çapta, ufak çapta

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cisimlerin genişliği, kutur

Örnek:

1. Tüfeklerin çaplarını sorsanız cevabını veremezler.

1. Tüfeklerin çaplarını sorsanız cevabını veremezler.

2. Büyüklük

Örnek:

1. Gövdesi ise yaklaşık dört karış çapında ve üç karış yüksekliğindeydi.

1. Gövdesi ise yaklaşık dört karış çapında ve üç karış yüksekliğindeydi.

3. Ölçü, ölçek

Örnek:

1. Bir romanım Türkiye çapında ilk kez bu kadar çok okunuyordu.

1. Bir romanım Türkiye çapında ilk kez bu kadar çok okunuyordu.

4. Yapının veya arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren harita

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilgi, deneyim ve yeteneklerin tümü, kalibre

Örnek:

1. Dostumuza da düşmanımıza da hürmet etmeyi, onun çapını doğru tayin etmeyi bilmeliyiz.

1. Dostumuza da düşmanımıza da hürmet etmeyi, onun çapını doğru tayin etmeyi bilmeliyiz.

6. matematik , matematik , matematik , matematik , Uç noktaları dairenin çevresi üzerinde bulunan ve çemberin merkezinden geçen doğru parçası


çap
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bozuk, eğri, dolaşık, aykırı

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bozuk, eğri, dolaşık, aykırı bir biçimde


çapa

İlgili Kelimeler:

kör çapa

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı aracı

Örnek:

1. Hiç keser, çapa elinden düşmüyordu, yeri kazıyor kazıyordu.

1. Hiç keser, çapa elinden düşmüyordu, yeri kazıyor kazıyordu.

2. Çapalama işi


Lisan : Rumca

çapacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çapa ile çalışan işçi