Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
can derdine düşmek
Anlamı:

1. ölüm korkusuna kapılmak


can direği
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Kemanın içinde, alt ve üst kapakları arasında dikili duran çubuk


can dostu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pek içten dost, can arkadaşı, candaş


can düşmanı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Aşırı düşmanlık güden kimse

Örnek:

1. Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor.

1. Bu adam benim can düşmanımdır. Haksız yere beni katlediyor.


can eriği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Genellikle yeşilken yenen sert, sulu bir tür erik


can feda
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , mecaz , mecaz , ünlem , ünlem , mecaz , mecaz , Çok imrenilen iyi veya güzel şeyler, davranışlar karşısında söylenen bir söz, can kurban


can gelmek
Anlamı:

1. canlanmak, güçlenmek

Örnek:

1. Vücudumuza serinlik, ferahlık yayılıyor / Kan verilen bir yaralı imişçesine cismime can geliyor

1. Vücudumuza serinlik, ferahlık yayılıyor / Kan verilen bir yaralı imişçesine cismime can geliyor


Ön Takı : (bir şeye)

can havliyle
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ölüm korkusundan doğan güçlü bir tepki ile

Örnek:

1. Feridun'un, kasıklarıma doğru indirdiği son bir tekme üzerine can havliyle onun gırtlağına atıldım.

1. Feridun'un, kasıklarıma doğru indirdiği son bir tekme üzerine can havliyle onun gırtlağına atıldım.


can kalmamak
Anlamı:

1. bitkin bir duruma gelmek, gücü tükenmek


can kaygısına düşmek
Anlamı:

1. her şeyden vazgeçip sadece kendi hayatını koruma veya kurtarma çabasında olmak


can korkusu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölüm korkusu

Örnek:

1. Sormayın, can korkusuyla insan ne yaptığını bilemez.

1. Sormayın, can korkusuyla insan ne yaptığını bilemez.


çan kulesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçinde çan bulunan uzun, yüksek kule

Örnek:

1. Baştan başa yenileşen o şehirlerin her tarafında çan kuleleri yükselir.

1. Baştan başa yenileşen o şehirlerin her tarafında çan kuleleri yükselir.


can kurban
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , mecaz , mecaz , ünlem , ünlem , mecaz , mecaz , Can feda


can kuşu
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Ruh


can noktası
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , En önemli husus, vurgulanması gereken yer

Örnek:

1. Bütün şikâyetlerinin can noktası bu cins maskaralıklar değil mi?

1. Bütün şikâyetlerinin can noktası bu cins maskaralıklar değil mi?


can olmak
Anlamı:

1. sevimli, hoş görünmek

Örnek:

1. Yok canım, öyle demişim demek, derken ne kadar da can olurdu.

1. Yok canım, öyle demişim demek, derken ne kadar da can olurdu.


can pahasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Canını vererek veya tehlikeye koyarak


can pazarı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Herkesin kendi canının kaygısına düştüğü ve kendini kurtarmaya çalıştığı bir durum

Örnek:

1. Can pazarı bu. Bir operatör gibi hesaplı saplayabilir misin?

1. Can pazarı bu. Bir operatör gibi hesaplı saplayabilir misin?


can sağlığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanın sağ ve sağlıklı olması


can sıkıntısı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Yapılacak bir iş olmaması ve hiçbir şeyle oyalanma imkânı bulunmaması sebebiyle duyulan tedirginlik, bunalım

Örnek:

1. Genç kadın, can sıkıntısıyla yüzünü ekşitti.

1. Genç kadın, can sıkıntısıyla yüzünü ekşitti.


can sıkmak
Anlamı:

1. bıkkınlık vermek

Örnek:

1. Adam sizin çok can sıktığınızı, çok anlayışsız ve inatçı olduğunuzu ifade etmek üzere ters bir bakışla bakıyor yüzünüze.

1. Adam sizin çok can sıktığınızı, çok anlayışsız ve inatçı olduğunuzu ifade etmek üzere ters bir bakışla bakıyor yüzünüze.

2. huzur bozmak

Örnek:

1. Hani hakikati bilmek iyi şeydir ama bu kadarı da onu değiştiremediğiniz için can sıkıyor.

1. Hani hakikati bilmek iyi şeydir ama bu kadarı da onu değiştiremediğiniz için can sıkıyor.


can simidi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cankurtaran simidi


can simidi olmak
Anlamı:

1. birinin kötü durumda kalmasını engellemek


can sohbeti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçtenlikle konuşan çok yakın dostlar bir arada söyleşip dertleşme

Örnek:

1. Pazar akşamı bizim can sohbetine sizi de bekleyeceğiz.

1. Pazar akşamı bizim can sohbetine sizi de bekleyeceğiz.


can suyu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yeni dikilen fide veya fidanlara verilen az miktardaki ilk su