can sıkmak

Anlamı:

1. bıkkınlık vermek

Örnek:

1. Adam sizin çok can sıktığınızı, çok anlayışsız ve inatçı olduğunuzu ifade etmek üzere ters bir bakışla bakıyor yüzünüze.

1. Adam sizin çok can sıktığınızı, çok anlayışsız ve inatçı olduğunuzu ifade etmek üzere ters bir bakışla bakıyor yüzünüze.

2. huzur bozmak

Örnek:

1. Hani hakikati bilmek iyi şeydir ama bu kadarı da onu değiştiremediğiniz için can sıkıyor.

1. Hani hakikati bilmek iyi şeydir ama bu kadarı da onu değiştiremediğiniz için can sıkıyor.