92406 kayıt bulundu.
gıcırı bükme
1. isim , isim , isim , isim , Bükmek işi
2. Bükülmüş kaytan veya iplik
3. spor , spor , spor , spor , Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı
kargabüken
1. -i , -i , -i , -i , Sertçe çevirmek, kıvırmak
1. Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı.
1. Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı.
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Birkaç tel ipliği burarak sarmak
1. İpek bükmek.
1. İpek bükmek.
3. Eğmek
1. Olur der gibi başını büktü. Çelik halatı büktü.
1. Olur der gibi başını büktü. Çelik halatı büktü.
4. Katlamak
1. Büktüğüm yeri kaybetmişim, nereye kadar geldiğimi bilmiyorum.
1. Büktüğüm yeri kaybetmişim, nereye kadar geldiğimi bilmiyorum.
5. Döndürmek
1. isim , isim , isim , isim , Saraçların kullandığı yün kırpıntısı
Lisan : Arapça buḳrān
1. -i , -i , -i , -i , Büktürme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Büktürmeye gücü yetmek
1. isim , isim , isim , isim , Ağaç veya kontrplakları kalıpla, elle bükerek şekil veren kimse
beli bükük, boynu bükük
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bükülmüş, eğilmiş olan
beli büküklük, boynu büküklük
1. isim , isim , isim , isim , Bükük olma durumu
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bükülme ihtimali veya imkânı bulunmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kolay eğilip bükülen
2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Bükünlü
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bükme işine konu olmak, katlanmak
1. Yerde kenarı bükülmüş bir seccade vardı.
1. Yerde kenarı bükülmüş bir seccade vardı.
2. İplik eğrilmek
3. Eğilmek
4. Yönelmek
1. isim , isim , isim , isim , Bükülme işi
1. Bir orman, tadına doyum olmayan bükülüşlerle denize kadar iniyordu.
1. Bir orman, tadına doyum olmayan bükülüşlerle denize kadar iniyordu.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak bükülmek
Telaffuz : bükülü'vermek