92406 kayıt bulundu.
1. -i , -i , -i , -i , Bir sıvıyı kaynatarak buhar durumuna getirmek
2. Bir sıvıyı ince damlacıklar durumunda damıtmak
buharlı gemi, buharlı ısıtma, buharlı makine, buharlı tren, buharlı ütü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Buharı olan
2. Buhar gücü ile çalışan
1. isim , isim , isim , isim , Çıkardığı buharla çamaşırları kolayca ütüleyen araç
sinir buhranı
1. isim , isim , isim , isim , Bunalım, bunluk, kriz
1. Üç gecedir gelmiyor, o kadar buhran içindeyim ki.
1. Üç gecedir gelmiyor, o kadar buhran içindeyim ki.
Lisan : Arapça buḥrān
Telaffuz : buhra:nı
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bunalımlı
1. Durum buhranlı ve çok tehlikeliydi.
1. Durum buhranlı ve çok tehlikeliydi.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kara çalma, iftira
Lisan : Arapça buhtān
Telaffuz : bühta:nı
buhurumeryem
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler
2. Tütsü
1. Standart düşünceye mumlar yakılan, buhurlar serpilen yurdumuzda, aydınla kitle arasında ummanlar var.
1. Standart düşünceye mumlar yakılan, buhurlar serpilen yurdumuzda, aydınla kitle arasında ummanlar var.
Lisan : Arapça baḫūr
Telaffuz : buhu:ru
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Buhurluk
1. Dağıtır gülleri boşlukta hava / Ve buhurdanda tüter amberler
1. Dağıtır gülleri boşlukta hava / Ve buhurdanda tüter amberler
Lisan : Arapça baḫūr + Farsça -dān
1. isim , isim , isim , isim , İçinde tütsü için kullanılan maddeler yakılan kap, buhurdan
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , bitki bilimi , bitki bilimi , Tavşankulağı
Lisan : Arapça baḫūr + meryem
Telaffuz : buhu:rumeryem
1. isim , isim , isim , isim , Patlamalı motorlarda yakıtı tutuşturmaya yarayan araç
Lisan : Fransızca bougie
1. isim , isim , isim , isim , Dönemeç
2. Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar, büklük
3. Ovada veya dere kıyısında çalı ve diken topluluğu
4. Böğürtlen
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ağır cezalıların ayaklarına takılıp ucuna pranga bağlanan demir halka
1. Bukağılı Baba'nın başı ucunda düşman zindanında taşıdığı bukağılar vardı.
1. Bukağılı Baba'nın başı ucunda düşman zindanında taşıdığı bukağılar vardı.
2. Kaçmaması için hayvanların ayağına takılan zincir, demir köstek
1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Hayvanın ayağına bukağı takmak