Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bukağılanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Hayvanın ayağına bukağı takılmak


bukağılayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bukağılayabilmek işi


bukağılayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bukağılama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Bukağılamayı becermek


bukağılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayağında bukağı bulunan

2. Bilekleri beyaz olan (hayvan)


bukağılık
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Hayvanların ayağına bukağı takılacak yer, bilek


bukalemun
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Bukalemungillerden, 20-30 santimetre boyunda, renk değiştirmesiyle ünlü bir tür sürüngen, kaya keleri (Chamaeleo chamaeleon)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Davranışını, görüşünü çıkarına göre değiştiren kimse


Lisan : Arapça buḳalemūn

bukalemun gibi renkten renge girmek
Anlamı:

1. sürekli düşünce değiştirmek


bukalemungiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sürüngenler sınıfının renklerini bulundukları yerin rengine uyduran, hareketleri yavaş, bukalemun türlerini içine alan bir familyası


bukalemunlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bukalemunlaşmak işi


bukalemunlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Davranışını, görüşünü çıkarına göre değiştirmek


bukalemunluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bukalemun olma durumu


bukanak
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ayak


buke
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Koku, rayiha

Örnek:

1. Berrak değildir ama kokuludur, bukesi enfestir.

1. Berrak değildir ama kokuludur, bukesi enfestir.


Lisan : Fransızca bouquet

bükebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bükebilmek işi


bükebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bükme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Bükme becerisi bulunmak

3. Bükmeye gücü yetmek


bükemediğin eli öp başına koy
Anlamı:

1. `düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru` anlamında kullanılan bir söz


büken
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Oynak kemikleri arasındaki açıları daraltan kasların genel adı, açan karşıtı


buket
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çiçek demeti

Örnek:

1. Beyaz zambaklar etrafına sıralanmış nadir yapraklarla buket fevkalade zarifti.

1. Beyaz zambaklar etrafına sıralanmış nadir yapraklarla buket fevkalade zarifti.


Lisan : Fransızca bouquete

bukle
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük lüle durumunda, kıvrımlı saç

Örnek:

1. Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı.

1. Saçlarını arkaya atıp ensesine dökülen buklelerini kabarttı.


Lisan : Fransızca boucle

bukleli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kıvrım kıvrım olan (saç)

Örnek:

1. Giderek unuttu ve yalnızca sarı bukleli bir genç kızı hatırlar oldu.

1. Giderek unuttu ve yalnızca sarı bukleli bir genç kızı hatırlar oldu.


buklesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kıvrımları olmayan (saç)


buklet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bükülmüş iplik

Örnek:

1. Paltom olmadığı için buklet yünden uzun bir ceket örmüştü.

1. Paltom olmadığı için buklet yünden uzun bir ceket örmüştü.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu iplikten dokunmuş (giyecek)


Lisan : Fransızca bouclette

büklük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bük

Örnek:

1. Çukurova'nın çok yeri büklük, çok yeri bataklık.

1. Çukurova'nın çok yeri büklük, çok yeri bataklık.


büklüm

İlgili Kelimeler:

büklüm büklüm, iki büklüm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıvrım

Örnek:

1. Yırtılmış atılmış o kâğıtlar ki hayatım / Her parçası, her büklümü üstünde adın var

1. Yırtılmış atılmış o kâğıtlar ki hayatım / Her parçası, her büklümü üstünde adın var

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Dönemeç, viraj


büklüm büklüm
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok büklümlü, kıvrım kıvrım

Örnek:

1. Sonra oturtuldu ve terzinin kocaman makasıyla büklüm büklüm saçları ta dibinden kırkıldı.

1. Sonra oturtuldu ve terzinin kocaman makasıyla büklüm büklüm saçları ta dibinden kırkıldı.