Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bir zaman
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Geçmiş zamanda, eskiden, vaktiyle

Örnek:

1. Görsem Erenköyü'ndeki leylaklı bahçede / Canan'la bir zaman konuşup içtiğim yeri

1. Görsem Erenköyü'ndeki leylaklı bahçede / Canan'la bir zaman konuşup içtiğim yeri

2. Belirli bir süre, biraz

Örnek:

1. Gelip gidişleri giderek seyreldi ve bir zaman sonra tümüyle yitti Ercan.

1. Gelip gidişleri giderek seyreldi ve bir zaman sonra tümüyle yitti Ercan.


bir zamanlar
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Zamanında, vaktiyle, eskiden, bir keresinde

Örnek:

1. Bir zamanlar, sertliğinden, karşında nefes alamazdık.

1. Bir zamanlar, sertliğinden, karşında nefes alamazdık.


bira

İlgili Kelimeler:

bira bardağı, birahane, bira mayası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılan bir içki, arpa suyu

Örnek:

1. Masadakilerin kimi rakı, kimi de bira içiyordu.

1. Masadakilerin kimi rakı, kimi de bira içiyordu.


Lisan : İtalyanca birra

Telaffuz : bi'ra

bira bardağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bira içmek için yapılmış özel bardak


bira mayası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mayalanmış durumdaki biranın yüzünden alınan bir mantar türü


biracı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bira yapıp satan kimse

2. Çok bira içen kimse


biracılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Biracının yaptığı iş


birader

İlgili Kelimeler:

kayınbirader, kızmabirader

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erkek kardeş

2. Masonların birbirlerine verdikleri ad

3. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Ey dost, arkadaş` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

Örnek:

1. Aman birader! Üç sene önce bu bende idi.

1. Aman birader! Üç sene önce bu bende idi.


Lisan : Farsça birāder

Telaffuz : bira:der

biraderlik

İlgili Kelimeler:

kayınbiraderlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birader olma durumu


birahane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle bira içilen, aynı zamanda çabuk hazırlanan bazı sıcak veya soğuk yemeklerin de yenildiği yer

Örnek:

1. Dün akşam Reha Bey bana oturduğumuz birahanede muharrir Ahmet Rasim Bey'i de tanıttı.

1. Dün akşam Reha Bey bana oturduğumuz birahanede muharrir Ahmet Rasim Bey'i de tanıttı.


Lisan : İtalyanca birra + Farsça ḫāne

Telaffuz : biraha:ne

birahaneci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birahane işleten kimse

Örnek:

1. Parayı birahaneci, meyhaneci gibi adamlara verirsek günah değil.

1. Parayı birahaneci, meyhaneci gibi adamlara verirsek günah değil.


birahanecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birahanecinin yaptığı iş


bırak Allah'ını seversen
Anlamı:

1. bir kimse veya nesnenin değersizliğini belirtmek için kullanılan bir söz


bırak ki
Anlamı:

1. varsay ki

Örnek:

1. Filan hekim, dediler, geldi baktı, anlamadı / Bırak ki anlasalar var mı çare hiç, ne gezer

1. Filan hekim, dediler, geldi baktı, anlamadı / Bırak ki anlasalar var mı çare hiç, ne gezer


bırakabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bırakabilmek işi


bırakabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Bırakma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Öyleyse bana da bir lakap bul, dedi sallanmaktan başı dönen tuzluğu nihayet masaya bırakabildiğinde.

1. Öyleyse bana da bir lakap bul, dedi sallanmaktan başı dönen tuzluğu nihayet masaya bırakabildiğinde.

2. Bırakma gücü bulunmak


bırakılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bırakılabilmek işi


bırakılabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Bırakılma ihtimali veya imkânı bulunmak


bırakılış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bırakılma işi


bırakılıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bırakılıvermek işi


bırakılıvermek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Ansızın ve çabucak bırakılmak

Örnek:

1. Bir kenara bırakılıvermek, bir camit eşya gibi ayak ucuyla itilmek ne korkunç.

1. Bir kenara bırakılıvermek, bir camit eşya gibi ayak ucuyla itilmek ne korkunç.


Telaffuz : bırakılı'vermek

bırakılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bırakılmak işi


bırakılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bırakma işine konu olmak, terk edilmek

Örnek:

1. Önüne bırakılmış dosyalar dağ gibiydi.

1. Önüne bırakılmış dosyalar dağ gibiydi.


bırakım

İlgili Kelimeler:

iş bırakımı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bırakma işi


bırakış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bırakma işi

Örnek:

1. Şimdi hüzün vardı, yorgunluk ve kendisini bütünüyle bırakış vardı.

1. Şimdi hüzün vardı, yorgunluk ve kendisini bütünüyle bırakış vardı.