Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yosma

İlgili Kelimeler:

kaldırım yosması

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şen, güzel, fettan (genç kadın)

Örnek:

1. Bir yosma geçiyor kaldırımdan / Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar

1. Bir yosma geçiyor kaldırımdan / Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar


yosmaca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Yosmaya yaraşır bir biçimde, yosma gibi


Telaffuz : yosma'ca

yosmalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yosma olma durumu, yosmaca davranış

Örnek:

1. Rüştiye mezunu, okuryazar ve iyi kanun çalarmış. Kendine mahsus bir yosmalığı varmış.

1. Rüştiye mezunu, okuryazar ve iyi kanun çalarmış. Kendine mahsus bir yosmalığı varmış.


yosun

İlgili Kelimeler:

yosun külü, deniz yosunu, kara yosunu, su yosunu, kara yosunları, su yosunları

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çoğu sularda, ağaç veya taşların üzerinde yetişen tallı bitkilerin ilkel yapıdaki örneklerine verilen genel ad

Örnek:

1. Gözleri büyümüştü can verme korkusundan / Değişen rengi daha paslıydı bir yosundan

1. Gözleri büyümüştü can verme korkusundan / Değişen rengi daha paslıydı bir yosundan


yosun bağlamak (veya tutmak)
Anlamı:

1. üzerini yosun kaplamak


yosun külü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yosunların yakılmasından elde edilen, cam ve sabun sanayisinde kullanılan, soda ve iyot üretiminde değerlendirilen deniz yosunu ürünü


yosuncul
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yosunla beslenen veya yosunların içinde yaşayan


yosunlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yosunlanmak durumu


yosunlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yosun oluşmak, yosunla kaplanmak


yosunlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yosunlaşmak durumu


yosunlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yosunlu duruma gelmek


yosunlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yosunu olan, yosunla kaplanmış olan

Örnek:

1. Yosunlu kavuğumla yere yaslanmış bir taş üstüne çöküyorum.

1. Yosunlu kavuğumla yere yaslanmış bir taş üstüne çöküyorum.


yoz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğada olduğu gibi kalarak işlenmemiş olan

Örnek:

1. Yoz toprak. Yoz bitki.

1. Yoz toprak. Yoz bitki.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kaba, adi, bayağı

Örnek:

1. Yoz adam.

1. Yoz adam.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yozlaşmış, dejenere

4. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Kısır

5. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Davar sürüsü

Örnek:

1. Yozların Karataş Dağı'na çıkar / Orada tavlanır, malların Üyük

1. Yozların Karataş Dağı'na çıkar / Orada tavlanır, malların Üyük


Yozgat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : yo'zgat

Yozgatlı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yozgat ilinden olan kimse


Özel: Evet

Yozgatlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yozgatlı olma durumu


Özel: Evet

yozlaşık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yozlaşmış


yozlaşıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yozlaşık olma durumu


yozlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yozlaşmak durumu, tereddi, dejenerasyon

Örnek:

1. Sanatın standartlaşması yozlaşma olur.

1. Sanatın standartlaşması yozlaşma olur.


yozlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Özündeki iyi nitelikleri birtakım dış etkenlerle zamanla yitirmek, soysuzlaşmak, özünden uzaklaşmak, bozulmak, dejenere olmak, tereddi etmek

Örnek:

1. Kendisine büyük hizmeti dokunmuş insanları unutmak bir toplumun yozlaştığını belgeler.

1. Kendisine büyük hizmeti dokunmuş insanları unutmak bir toplumun yozlaştığını belgeler.

2. Dönüşen

Örnek:

1. Giderek soğuk bir su serpintisine yozlaşan yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti.

1. Giderek soğuk bir su serpintisine yozlaşan yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti.

3. Bir şey, manevi anlamda değer yargılarını, özelliklerini ve niteliklerini yitirmek, bozulmak, dejenere olmak, özünden uzaklaşmak

Örnek:

1. Toplumun yozlaştığı anlarda bazı kesimler bu yozlaşmanın da tadını çıkarırlar.

1. Toplumun yozlaştığı anlarda bazı kesimler bu yozlaşmanın da tadını çıkarırlar.


yozlaştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yozlaştırabilmek işi


yozlaştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yozlaştırma ihtimali veya imkânı bulunmak


yozlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yozlaştırmak işi


yozlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yozlaşmasını sağlamak, yozlaşmasına sebep olmak, soysuzlaştırmak, dejenere etmek


yozluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yoz olma durumu, tereddi