92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bir yazının veya bir sözün, anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturma, tefsir
2. Bir olayı belli bir görüşe göre açıklama, değerlendirme
1. Böyle bir yorum hiçbir şey öğretmez.
1. Böyle bir yorum hiçbir şey öğretmez.
3. Gizli veya hayalî olan bir şeyden anlam çıkarma
4. Bir ürünün, bir modelin, bir sanat eserinin farklı bir açıdan ele alınarak yeniden oluşturulmuş biçimi, versiyon
1. Amatörler çoğu kez yeniliklerde, yeni yorumlarda, denemede daha başarılıdırlar.
1. Amatörler çoğu kez yeniliklerde, yeni yorumlarda, denemede daha başarılıdırlar.
5. müzik , müzik , tiyatro , tiyatro , müzik , müzik , tiyatro , tiyatro , Bir müzik parçasını veya bir tiyatro oyununu kendine özgü bir duyarlık ve teknikle çalma, söyleme veya oynama
1. isim , isim , isim , isim , Yorum yapan kimse
1. Buraya kadar naklettiklerin, hiçbir yorumcuya ihtiyaç göstermeksizin, kendi kendilerini açıklayabilecek bir nitelik taşımaktadır.
1. Buraya kadar naklettiklerin, hiçbir yorumcuya ihtiyaç göstermeksizin, kendi kendilerini açıklayabilecek bir nitelik taşımaktadır.
1. -i , -i , -i , -i , Bir yazıyı veya bir sözü yorum yaparak açıklamak, tefsir etmek
2. Bir olaya, bir duruma bir anlam vermek, tabir etmek
1. Hasan Bey istediği gibi yorumlayabilir, bu beni ilgilendirmez.
1. Hasan Bey istediği gibi yorumlayabilir, bu beni ilgilendirmez.
3. müzik , müzik , tiyatro , tiyatro , müzik , müzik , tiyatro , tiyatro , Bir müzik parçasını, bir tiyatro oyununu kendine özgü bir duyarlılık ve teknikle çalmak, söylemek veya oynamak, icra etmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yorumlanma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Güçsüzlük belirtisi olarak yorumlanabilen bu şey aslında senin yaşamındı.
1. Güçsüzlük belirtisi olarak yorumlanabilen bu şey aslında senin yaşamındı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yorumlama işi yapılmak veya yorumlama işine konu olmak
1. Fırça darbeleri ve oylumlu büyük lekelerle yorumlanmış çok çarpıcı bir kadın yüzüydü.
1. Fırça darbeleri ve oylumlu büyük lekelerle yorumlanmış çok çarpıcı bir kadın yüzüydü.
1. -i , -i , -i , -i , Yorumlama ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Tarihçiler, iktisatçılar, siyasetçiler yorumlayabilirler savaşı.
1. Tarihçiler, iktisatçılar, siyasetçiler yorumlayabilirler savaşı.
2. Yorumlama becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Yorumlama işi
1. Erotizm dendiğinde kendime göre bir yorumlayışım var.
1. Erotizm dendiğinde kendime göre bir yorumlayışım var.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yorum içermeyen
1. Üstelik o gece yorumsuz, anlamsız bir temsilde çok sıkılmıştım.
1. Üstelik o gece yorumsuz, anlamsız bir temsilde çok sıkılmıştım.
2. `Her şey ortada, yorum yapmaya gerek yok` anlamında kullanılan bir söz, yorum yok
3. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Farklı bir düşünce öne sürülmeden
1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Bir gök cisminin hareketi süresince izlediği yol, mahrek
2. matematik , matematik , matematik , matematik , Hareketli bir noktanın izlediği veya çizdiği yol, mahrek
1. yapma uydu uzayda istenilen yörüngede hareket etmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir iş yoluna girmek