Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yorgun

İlgili Kelimeler:

yorgun argın, yorgun mermi, yol yorgunu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan, bitap

Örnek:

1. Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş

1. Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş


yorgun argın
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok yorulmuş, gücü kalmamış bir biçimde

Örnek:

1. Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.

1. Bir handa, yorgun argın, tatlı bir uykudaydık.


yorgun düşmek
Anlamı:

1. çok yorulmak, bitkin duruma gelmek

Örnek:

1. Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum.

1. Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum.


yorgun mermi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havaya sıkıldıktan sonra hızını kaybederek yere düşen mermi


yorgunluğunu almak
Anlamı:

1. dinlenmesine sebep olmak

2. birini dinlendirmek


yorgunluk

İlgili Kelimeler:

yorgunluk kahvesi, jet yorgunluğu, yol yorgunluğu, zihin yorgunluğu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çalışma vb. sebeplerle bireyin ruh ve beden etkinlikleri açısından verimlilik düzeyinin azalması, bitaplık

Örnek:

1. Yorgunluktan ikimiz de pelteye döndük.

1. Yorgunluktan ikimiz de pelteye döndük.


yorgunluk (veya yorgunluğunu) atmak (veya çıkarmak)
Anlamı:

1. dinlenmek

Örnek:

1. Mesela şimdi yorgunluk çıkarmak için yıkanmak istersiniz.

1. Mesela şimdi yorgunluk çıkarmak için yıkanmak istersiniz.

2. Hele trenin yorgunluğunu at bir üzerinden.

2. Hele trenin yorgunluğunu at bir üzerinden.

2. yaptığı işten, yorgunluğu unutturan, sevindirici bir sonuç almak


yorgunluk kahvesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dinlenmek amacıyla çalışmaya ara verildiğinde içilen kahve

Örnek:

1. Ayşe Nine de onlara bir yorgunluk kahvesi pişiriyordu hem de denizcilerle yârenlik ediyordu.

1. Ayşe Nine de onlara bir yorgunluk kahvesi pişiriyordu hem de denizcilerle yârenlik ediyordu.


yorgunu yokuşa sürmek
Anlamı:

1. yapılması güç bir işin, büsbütün güç şartlarda gerçekleştirilmesini istemek


yorma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yormak işi


yormak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Bir anlam vermek, yorumlamak

Örnek:

1. Hayvanlara insanca duygu ve düşünceler yormak ne derece doğrudur bunu da kestiremiyorum.

1. Hayvanlara insanca duygu ve düşünceler yormak ne derece doğrudur bunu da kestiremiyorum.

2. Bir sebebe bağlamak, bir duruma işaret saymak


yormak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yorgun duruma getirmek

Örnek:

1. Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum.

1. Teknik teferruatla okurlarımı yormak istemiyorum.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sıkıntıya sokmak, üzmek

Örnek:

1. Ömer, kalbimi en çok yoran bir sima gibi hatırımda kaldı.

1. Ömer, kalbimi en çok yoran bir sima gibi hatırımda kaldı.


yortma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yortmak işi


yortmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Koşmak

2. Sürekli yol yürümek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İşsiz güçsüz gezmek


yortu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hz. İsa'nın yaşamını, ölümünü, dirilişini ve azizlerin yaşamlarına yansımış olan erdemlerini anmak üzere kilisenin belirlediği kutsal günler


Lisan : Rumca

Yörük

İlgili Kelimeler:

Yörük çadırı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayvancılıkla geçinen, genellikle Toroslarda yaşayan göçebe Türk oymağı, Türkmen


Özel: Evet

Telaffuz : yörüğü

Yörük çadırı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yörüklerin iyi korunmuş, kıldan yapılmış, büyük ve geniş çadırı, çatma


yorulabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yorulabilmek işi


yorulabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yorulma ihtimali veya imkânı bulunmak


yorulma

İlgili Kelimeler:

metal yorulması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yorulmak işi

Örnek:

1. Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı.

1. Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı.


yorulmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir sebebe bağlanılmak, yorumlanmak

Örnek:

1. Bu davranış iyiye yorulmaz.

1. Bu davranış iyiye yorulmaz.


yorulmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yorgun duruma gelmek

Örnek:

1. El ele vererek dost olduk hemen / Yorulmaz dostuyla birlikte giden

1. El ele vererek dost olduk hemen / Yorulmaz dostuyla birlikte giden


yoruluş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yorulma işi


yoruluverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yoruluvermek işi


yoruluvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak veya kısa sürede yorulmak


Telaffuz : yorulu'vermek