Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
yetkililik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetkili olma durumu


yetkin
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gerekli olgunluğa erişmiş, olgun, kâmil, mükemmel

Örnek:

1. Bizim ülkemizde böyledir: Yetkin çalışmalar görmezden gelinir.

1. Bizim ülkemizde böyledir: Yetkin çalışmalar görmezden gelinir.


yetkinleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetkinleşmek işi, tekemmül


yetkinleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yetkin bir duruma gelmek, tekemmül etmek


yetkinleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetkinleştirmek işi


yetkinleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Yetkinleşme işini yaptırmak


yetkinlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetkin olma durumu, olgunluk, kemal, mükemmeliyet


yetkisiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir işte yetkisi olmayan, salahiyetsiz


yetkisizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetkisiz olma durumu, salahiyetsizlik


yetme

İlgili Kelimeler:

yeni yetme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetmek işi


yetmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak

2. -e , -e , -e , -e , Yeterli sebep olmak

Örnek:

1. Bir sigara bir ormanı yakmaya yeter.

1. Bir sigara bir ormanı yakmaya yeter.

3. Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmek

Örnek:

1. Bu zulüm artık yeter!

1. Bu zulüm artık yeter!

4. -e , -e , mecaz , mecaz , -e , -e , mecaz , mecaz , Başkasına gereksinim duymamak, kendine yeter olmak

Örnek:

1. Kendiyle dolu, kendine yeten, olgun ve aydın bir insanın değil bir günü, bazen bir saati bile yüz binlerce lira değerinde olabilir.

1. Kendiyle dolu, kendine yeten, olgun ve aydın bir insanın değil bir günü, bazen bir saati bile yüz binlerce lira değerinde olabilir.

5. -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , -e , -e , halk ağzında , halk ağzında , Bir yaşa erişmek, ulaşmak

Örnek:

1. At dört, kız on beşe yettiği zaman / Severim kır atı bir de güzeli

1. At dört, kız on beşe yettiği zaman / Severim kır atı bir de güzeli

6. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Olgunlaşmak


yetmezlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetmezlenmek işi


yetmezlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yeterli bulmamak

Örnek:

1. Anasının dediklerine yetmezlendi, yine öyle kızgın bakmalarını sürdürdü.

1. Anasının dediklerine yetmezlendi, yine öyle kızgın bakmalarını sürdürdü.


yetmezlik

İlgili Kelimeler:

böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, solunum yetmezliği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yetmeme durumu

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Kendisinden beklenen işlevi yerine getirememe


yetmiş

İlgili Kelimeler:

yetmiş iki millet, yediden yetmişe

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Altmış dokuzdan sonra gelen sayının adı

2. Bu sayıyı gösteren 70 ve LXX rakamlarının adı

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yedi kere on, altmış dokuzdan bir artık


yetmiş iki millet
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bütün insanlar


yetmişer
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yetmiş sayısının üleştirme sayı sıfatı

2. Her birine yetmiş, her defasında yetmişi bir arada olan


yetmişerli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yetmişer yetmişer sıralanmış

2. Her biri yetmiş birimden oluşan


yetmişinci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yetmiş sayısının sıra sıfatı, sırada altmış dokuzuncudan sonra gelen


yetmişine merdiven dayamak
Anlamı:

1. ileri yaşlara ulaşmak


yetmişlik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şeyden içinde yetmiş tane bulunan

2. Yetmiş yaşında olan

Örnek:

1. Durmuş Ağa'ya gelince, yetmişlik, mübarek fakat sapasağlam bir ihtiyar.

1. Durmuş Ağa'ya gelince, yetmişlik, mübarek fakat sapasağlam bir ihtiyar.

3. isim , isim , isim , isim , İçinde sıvı maddelerden 0,70 litre ölçüsünde bulunan şişe

4. isim , isim , isim , isim , İçinde 0,70 litre rakı bulunan şişe


yetti artık (veya gayrı)
Anlamı:

1. bir olaydan veya sözden aşırı derecede sıkıntı duyulduğunu anlatan bir söz


yevmi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Günlük, gündelik


Lisan : Arapça yevmī

Telaffuz : yevmi:

yevmiye

İlgili Kelimeler:

yevmiye defteri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gündelik

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Her gün

Örnek:

1. Yevmiye şu kadar su harcanıyor.

1. Yevmiye şu kadar su harcanıyor.


Lisan : Arapça yevmiyye

yevmiye defteri
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Günlük defter